15 Aralık 2010 Çarşamba

Çocuk ve Yalan

Çocuğunuzun yalan söylediğini farkettiğinizde öncelikle sakinleşin. Öfke, endişe ve çaresizlik duygularının sizi esir almasına izin vermeyin. Unutmayın ki tüm çocuklar yalan söyler. Yalanlar, yaşa bağlı olarak değişebiliyor.
Çocuklar yalan söylediğinde anne-babalar çok kaygılanır. Bunun bir alışkanlık haline gelmesinden korkar ve ne yapacaklarını şaşırabilirler. Ceza mı verilmeli? Bu seferlik görmezden mi gelmeli? Oturup konuşmalı ve öğüt mü verilmeli?
Psikoloji İstanbul’dan çocuk ve ergen uzmanı psikolog Sevilay Kahveci, “Çocuklar ve Yalan Söyleme Alışkanlıkları” konusunda anne-babalara yol göstermek amacıyla çeşitli bilgiler verdi.
0-3 Yaş: Çok küçük çocuklar için hayal ile gerçek ayrımı henüz yoktur. Bu nedenle iki yaş civarı çocuklar olayları olduğundan çok farklı şekillerde anlatabilirler. Bu dönemde yaşanılan olaylar abartılabilir ve anlatılanlara hayali kahramanlar eklenebilir. Çocuklar büyüdükçe hayal ile gerçeği birbirinden daha rahat ayırabilmeye başlarlar ve böylece hayaller ve abartılar giderek azalır.
4-6 Yaş: Bu yaşlarda çocuklar daha çok cezadan kaçınmak ya da istedikleri bir şeyi elde edebilmek amacıyla yalan söylemeye başlarlar. Bu aynı zamanda gelişimlerinin önemli bir parçasıdır. Zira yalan söyleyebilmek, çocuğun başkalarının ne düşündüğünü ve onların kendisininkilerden farklı olabileceğini anlayabilme, onları etkileyebileceğini fark etme ve kendi davranışlarını bu amaca uygun bir şekilde kontrol etme becerilerinin geliştiğini de göstermektedir.
7-11 Yaş: Okulla birlikte artık çocuk için evin dışında yeni bir hayat başlar. Önceki dönemdekilerden farklı olarak çocuk artık kendi hayatı ile ilgili yalanlar söyleyebilir. Bazen arkadaşlarına uyum sağlamak, bazen yaşadığı yetersizlik hisleri ve özgüven eksikliği ile başa çıkabilmek için yalana başvurabilir.
Ergenler: Ergenliğe gelindiğinde artık çocukların kendi ruhsal dünyalarını ebeveynlerinkinden ayırma zamanı gelir ve çoğunlukla yalanlar da bu amaç etrafında oluşur. Arkadaşlarla anne ve babanın bilmediği şeyleri yapmak gencin kendine yeni bir dünya yaratma çabası olarak değerlendirilebilir. Bu dönemdeki en büyük risk çocuk ve anne-babaları arasında yaşanabilecek olan sorunların kolayca bir güç savaşına dönüşebilmesidir.
Yalan söylediği anda
• Çocuğunuzun yalan söylediğini fark ettiğinizde hayal kırıklığı, öfke, endişe ve çaresizlik gibi duygular yaşayabilirsiniz. Önce kendinize biraz zaman tanıyın ve sakinleşin.
• Üstü kapatılmaya çalışılan şeye odaklanın.
• Çocuğunuz ne kadar sık yalan söylerse söylesin ona “yalancı” diye hitap etmeyin.
• Karşılaştığınız durumu yalan söyleme ya da yalancılık yerine başka şekillerde ifade etmeye çalışın (biraz kafan karıştı herhalde vs).
• Gerçeği biliyorsanız bunu çocuğunuzla paylaşın.
• Olumsuz davranışın ve söylenen yalanın sonuçlarını net olarak belirleyin.
• Yalan söylemek bir çocuk için yardım çığlığı olabilir. Onu dinleyin.
Güç savaşına girmeyin, tuzak kurmayın
• Özellikle daha büyük çocuklar yalan söylediğinde bu durum aile içinde zaman zaman bir güç mücadelesi haline döner. Aile çocuğa itiraf ettirmeye çocuk da reddetmeye kararlıdır. İki taraf da birbirini yıpratır. Bu güç savaşının sonunda (o an içn hangi taraf kazanırsa kazansın) iki taraf da kaybeder, zira çocuk ile kurulan ilişki bozulur. Çocuk ve ebeveynler birbirlerine öfkelenirler ve iletişim tamamen kesilir. Bu da çözümü imkansız kılar.
• Çocuğunuza disiplin kazandırmak için bazı yaptırımlar kullanmanız kaçınılmazdır ancak çok ağır yaptırımlar ya da cezalar çocuğun kendini güvende hissetmemesine yol açar. Kendini güvende hissetmeyen çocuklar da kendilerini korumak için yalana başvurabilirler. Çocuğunuz yaptıkları nedeniyle sıkça yalana başvuruyorsa disiplin yöntemleriniz mutlaka gözden geçirin.
• Yalan söylemesi için ona tuzak kurmayın. Okul müdürü sizi arayıp çocuğunuzun okulda olmadığını söylediğinde eve gelen çocuğa “bugün neredeydin?” diye sorduğunuzda size yalan söyleyecektir ve siz istemeden onun yalan söylemesini teşvik etmiş olursunuz. Bu durumda anne-baba iyice çileden çıkar, çocuk ise kendini kapana sıkışmış hissederek onlara karşı güven duygusunu yitirir. Güvenin olmadığı yerde dürüstlük olmaz.
• Çocuğunuz size bir süredir yalan söylüyorsa hangi yöntemi kullanırsanız kullanın hem sizin hem de çocuğunuzun zamana ihtiyacı olduğunu unutmayın.
• Çocuğunuzu karşınıza alıp bu yanlış davranış ile ilgili uzun nutuklar çektiğinizde çocuk ya dinlemekten kaçınacak ya da suçluluk hisleri ile içine kapanacaktır. Her iki durumda da çözüm için adım atmak zorlaşacaktır.
Alıntıdır

14 Aralık 2010 Salı

Düzenli ve doğal besinlerle beslenme

Hormon ve genetik töntemler kullanılmadan, biyolojik yöntemlerle üretilen doğal besine ilgi artıyor. "VİTAL" adlı derginin son sayısında yayınlanan bir anketin sonuçlarına göre, kadınların yüzde 56`sı, erkeklerin ise yüzde 39`u ekolojik ürünlerin kullanılmasını önemli buluyor. Araştırmanın ortaya koyduğu diğer bir istatistiğe göre, Almanya`da halkın yüzde 48`i meyve ve sebze tüketiminde ekolojik yöntemlerle ürünleri tercih ediyor.
Et ve balık ürünlerinde bu oranın yüzde 31 olduğu belirtilen araştırmada, yumurtada halkın yüzde 25`inin, ekmekte yüzde 13`ünün ve meyve sularında yüzde 10`unun ekolojik ürünleri tercih ettiği görülüyor. Araştırmaya göre halkın yüzde 26`sı, ekolojik ürünler kullanmıyor.
Yaşla birlikte artıyor
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer sonuca göre, ekolojik ürün tüketimi, yaşla birlikte artıyor. Bu ürünleri tercih edenlerin oranı, 14-29 yaş grubunda yüzde 37 iken, daha ileri yaştakilerde yüzde 50 ve üzerinde oluyor.

Şifayı doğal yollarla bulabilirsiniz

Uzmanlar, en ufak bir ağrı veya ateşte hemen antibiyotik ve ağrı kesicilere son derece sağlıksız olduğunu söylüyorlar. Peki bu ağrılarla nasıl başedeceksiniz? Cevap basit: Doğal yollarla. Kimi zaman evlerimize sıklıkla giren besinler, kimi zamansa hiç kullanmadıklarımız imdadımıza yetişebiliyor. Yeter ki hangi besinin hangi rahatsızlığa iyi geldiğini bilelim.

Avokado:Sindirimi çok rahat olan bu meyvanın, içerdiği E vitamini kalbe iyi gelir, yüksek potasyum da dinç tutar ve insanı depresyona sokan uyuşukluluk ve rahatlığı üzerinden atar. Vücudun kolesterol oranını ayarlar. Teninizin sürekli hücre yenilemesine neden olur. Ancak, yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olduğundan zayıflamak isteyenlerin yememesini öneririz.

Patates:Orta boy bir patates, bir insanın bir gün içinde alması gereken C vitaminini içerir. Mutluluk hormonu da denen beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar.

Nane: İdrar söktürücü özelliğe sahiptir. İçerdiği mentol, midenin normal işlevini görmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Sabahları mide bulantısını keser. Nane çayı, baş ağrısı, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir. Ancak nane çayını aç karnına değil, tok karnına içiniz.

Elma: İçindeki C vitamini ve pektin oldukça faydalıdır. Kolesterolü düşürür, protein, vitamin ve doğal kimyasallar sayesinde sindirime yardımcı olur. Sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak sorunları çeken kişiler için dengeleyici ve normalleştirici besin olarak nitelenirler.

Kayısı: İçindeki beta karoten adlı madde hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önler. Bir kayısı ne kadar parlaksa, içindeki beta karoten oranı o kadar yüksektir. İçerdiği kalsiyum ve magnezyum, gırtlak yanmalarını engeller. Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfür dioksit, astım gibi alerjilere iyi gelir.

Hindistan cevizi: İçerdiği myristin adlı madde kusmayı engeller, basur tedavisinde birebirdir. Ancak fazlası basur için tehlikelidir.

Arpa: İçerdiği kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamini vücuda direnç kazandırır. Ayrıca ABD'deki bir araştırma, 6 ay boyunca her gün arpa ürünü şeylerin yenmesinin kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı.

Enginar:Vücuttaki zehiri atma etkisi sayesinde başta romatizma olmak üzere gut hastalığı ve eklem yanmasına karşı birebirdir. Folik asit ve potasyum kemikleri güçlendirir.

Domates:C vitamini boldur.

Tahıl:İçerdiği doğal kimyasallar, romatizmanın yol açtığı eklem yanmaları ve romatizmal ağrıları hafifletir.

Kekik:Timol adı verilen bir tür doğal yağ, vücuttaki diğer yağların parçalanmalarını sağlar. Kekik yağı banyoda sürüldüğü zaman romatizma ağrılarını büyük oranda azaltır.

Zencefil:Uyarıcı etkileri kan damarlarını genişletip kan dolaşımını artırarak romatizma ağrıları ve yanmaları yok eder. Sindirime yardımcı olur. Mide bulantısını giderir. Enerjinizi artırır. Seyahatin ve otomobilde uzun süre gitmenin yol açtığı bulantı ve rahatsızlıkları azaltır.

Hurma:Türüne göre değişse de hurmaların birçoğu yüksek oranda demir içerir. Besin değeri yüksek ve önemli bir enerji kaynağıdırlar. Doğal müshil etkisine sahiptir. Kurutulmuş olanlarına göre daha yüksek oranda su ve daha düşük kalori içerir.

Biberiye: Kimyasal içerikleri sayesinde doğal bir ağrı kesici görevi görür.

Muz:İçerdiği yüksek oranda B6 vitamini sayesinde kadınların adet dönemi sancılarını büyük oranda azaltır. Doğal bir ağrı kesici gibidir.

Tarçın: Koli basilinin üremesini önler. Limon çayına balla birlikte eklenerek içildiğinde hem nezlenin yol açtığı boğaz ağrılarına hem de adet dönemi sancılarına iyi gelir.

Mayan kökü:Antivirüs etkisi vardır. Karaciğeri korur. Adrenalin salgılanmasını dengeler. Stresle başa çıkabilmek için gerekli olan kortizol hormonunu salgılatır.

Papatya:Bitkisel yağ ve kimyasallar içerir. Çay olarak içildiğinde sindirime yardımcı olur, karın ağrılarını dindirir. Bağırsak yollarında toplanan gazı çıkartır, sindirim sistemini düzenler, mide ağrısını keser. Sıcak bir banyonun ardından hazırlanacak papatya çayı torbaları, egzamanın neden olduğu kaşıntı ve yanmaları alır.

Acı pul biber: Portakaldan 3 kat daha fazla oranda C vitamini içerir. Capsantin adlı kimyasal madde zona hastalığının neden olduğu ağrıları dindirmek için yapılan kremlerde kullanılır.

Portakal suyu: Bir bardak portakal suyu günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılar. İçindeki potasyum vücudun su dengesini korur; cildin kurumasını, kırışıklıkların meydana gelmesi önler.

Portakal yağı: Susam yağıyla karıştırılarak kullanıldığında iyi bir cilt yağı elde edilir. Ayrıca;selülitli bölgelere portakal yağıyla masaj yapılması tavsiye edilir..

Hastalıklarla doğal yoldan başedin

Günde dört-altı fincan yeşil çay içmenin, mide, kolon ve meme kanseri riskinde önemli ölçüde azalma sağladığı belirtilmektedir. Türkiye`de tüm ölümlerin ilk sırasında koroner kalp hastalıkları gelmektedir,kadınlardaki kanser vakalarının yüzde 60`ının, erkeklerdeki kanser vakalarının ise yüzde 40`ının beslenme alışkanlıklarına bağlı olduğu bilinmektedir.
Sağlıklı beslenme için, doğal olarak içerdikleri fizyolojik aktif bileşenler ile sağlıklı beslenmeye katkıda bulunan fonksiyonel besinler şöyledir:
Tam buğday unundan yapılmış ekmek ve soya kalp hastalıklarında azalma sağlıyor.
Havuç, kanser riskini azaltıyor. Brokoli, lahana ve brüksel lahanası akciğer, mide ve kolon kanserlerinde azalmaya neden oluyor.
Soğan, pırasa, elma, kalp riskini azaltıyor.
Günde dört-altı fincan yeşil çay, mide, kolon, meme kanseri riskinde azalma sağlıyor.
Günde 25 gram soya proteini, kötü kolesterolü düşürüyor. Günde 60 gram soya menopoz semptomlarında azalma sağlıyor.
Sarmısak kan basıncını düşürüyor. Günde bir diş sarımsak kolesterolü azaltıyor.
Günde beş-dokuz porsiyon sebze ve meyve kolon, meme ve prostat kanserinden koruyor, kalp-damar hastalıklarını önlüyor.
Taze meyve ve sebze, yaşlanmayı geciktiriyor
Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmez besinlerinden taze meyve ve sebzelerin yaşlanmayı geciktirmedir.

Taze meyve ve sebzeler, içerdikleri bol miktardaki A ve C vitaminleri ile hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmayı geciktiriyorlar.

Özellikle yaz aylarında bol miktarda tüketilmesi tavsiye edilen taze meyve ve sebzelerin içerdikleri A ve C vitaminleri ile vücudu birçok olumsuz etkiye karşı korumaktadır.

Genel vücut sağlığının korunması açısından, bol miktarda A ve C vitamini içeren meyve ve sebzeler vazgeçilmez besin kaynaklarıdır.Kayısı, portakal, havuç, domates, şeftali ve üzüm gibi meyveler ile yeşil yapraklı sebzeler A ve C vitamini bakımından oldukça zengin besinlerdir. Bunlarla birlikte meyve ve sebzelerin geneli, A ve C vitaminlerinin içeriğinde bulunan antioksidan maddeler nedeniyle genel vücut sağlığının korunmasında çok faydalıdırlar. Antioksidan maddesi, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek birçok hastalığa karşı direnci artırır, hücreleri dış etkenlere karşı korur ve hücrelerin yıpranmasını engeller. Özelikle A vitamini vücudu mikroorganizmalara karşı koruma özelliğine sahiptir. Antioksidan maddesinin bu özelliği ile meyve ve sebzeler, yaşlanma etkilerini geciktirir. Ayrıca, hücrelerin yıpranmasını engellediği için meyve ve sebzelerin kansere karşı koruma sağladığı da söylenebilir. Çünkü kanser, hücrelerin kendini yenileyememesi sonucu ortaya çıkmaktadır.
Hijyene Dikkat
Gerekli hijyen sağlanamadığı takdirde meyve ve sebzeler birçok zararlı sonuçlar ortaya çıkarır.Meyve ve sebzeler, özellikle tarım ilaçlarından arındırılması için bol su ile yıkanmadan kesinlikle yenmemelidir. Meyve ve sebzelerin üzerlerine işleyen tarım ilaçları, kısa sürede etki yapmamakta, ancak vücutta birikerek ileriki zamanlarda ciddi enfeksiyonlara yol açmaktadırlar. Sindirim rahatsızlığı olmayan insanların iyice yıkadıkları sebze ve meyveleri çiğ olarak yemeleri vitamin kaybını önlemek açısından daha faydalıdır. Ayrıca, soyulan meyve ve sebzeler de bekletilmeden tüketilmelidir.

Vücut sağlığının korunmasında meyve ve sebzeleri, sigara tiryakileri, yaşlılar, çocuklar, gebe ve emziklilerin diğer insanlara göre daha fazla tüketmeleri gerekmektedir.

Alfalfa Ekstresi
Alfalafa, mineral ve besleyici gıdalar yönünden çok zengindir. Yaprakları, yüksek oranda magnezyum, potasyum, karoten, protein, E ve K vitaminleri içerirler. Özellikle böbrekler, idrar yolları hastalıkları sindirim sistemi, böbrek kum ve taşları ile kan şekerini düşürmede ve romarizmal rahatsızlıklarda etkilidir

Alıç Ekstresi
Alıç ağacının yaprak, çiçek ve meyveleri Orta Çağdan beri özellikle kalp destekleyici ve kalp-damar sistemi fonksiyonlarını normalize etmek için kullanılmaktadır. Avrupalı araştırmacılar, bu bitkinin kalp ve beyne akan kan akışını artırdığını, kalbi düzensiz atışlara (kalp ritm bozukluğu) karşı koruduğunu, kalbin kasılma gücünü artırdığını ve kan basıncını (tansiyon) dengelediğini göstermişlerdir...

Alman Papatyası Ekstresi
Alman Papatyası` nın çiçekleri %1-2 oranında uçucu yağlar, rezin ve flavonlar içermektedir. İçerik bakımından normal papatyadan daha üstün tutulmaktadır. İçerdiği aktif bileşikler alman papatyasına iltihap ve spazm giderici , bakteri öldürücü, ağrı kesici, depresyona ve strese karşı yatıştırıcı ve sakinleştirici, anti-allerjik, kas gevşetici (özellikle mide-bağırsak sisteminde), antiseptik ve dezenfektan özellikler vermektedir. Yüzyıllardır güvenle yan etkisiz bir şekilde kullanılmaktadır

Aloe Vera Ekstresi
Ünlü Mısır kraliçesi Kleopatra'nın cildini taze tutmak için aloe vera ile masaj yaptırdığını, Napolyon'un eşi Josephine'nin yine bu maddeyi ünlü süt banyosu terkibine eklediğini tarihi kaynaklardan biliyoruz. Aloe Vera; Kolit (kalın bağırsak iltihabı) ve peptik ülser gibi sindirim yolları tahrişlerine ve sivilce, egzema gibi cilt hastalıklarına karşı kullanılmasının yanı sıra ...

Aminoasit: L-Fenilalanin
L-Fenilalanin (LPA) alımı yorgunluk, depresyon ve vitiligo (ala) için yardımcı olabilmektedir. Vitiligo için, fenilalanin alımına ek olarak ultraviyole ışın terapisi veya hastalıklı bölgenin belirli süre naturel güneş ışığına maruz bırakılması gerekebilmektedir.

Arı Sütü
Arı sütü; işci arıların gırtlak bezelerinden salgılanan bir bal emülsiyonudur. Kraliçe arının besini olup, besin değeri son derece yüksektir. Bu besinde, kraliçe arının niçin inanılmaz büyük (iri), uzun ömürlü, verimli ve diğer arılarla mukayese edildiğinde neden daha fazla enerjiye sahip olduğunun sırrı saklıdır. Araştırmalar, arı sütünün insan vücuduna da, en az kraliçe arıya sağladığı yayar kadar yarar sağladığını ortaya koymaktadır.

Atkestanesi Ekstresi
Dolaşım sistemini (Kan damarlarını) güçlendirici ve tedavi edici etkiye sahip atkestanesi; toplardamar genişlemesi olan hemoroit (basur) ve varislerin tedavisinde, burkulma, spor yaralanmaları ve darbelerden ileri gelen vücuttaki şişmelerin engellenmesi ve iyileştirilmesinde, sıklıkla bacaklardaki varislere bağlı olarak oluşan yara, ağrı, ödem ve ağırlık hissinde başarıyla kullanılmaktadır...

Bromelain-Ananas
Bromelain; Ananas bitkisinden (Ananas comosus) elde edilen proteolitik özellikli (protein sindirici) bir enzimdir. Antiinflamatuar (iltihap giderici) etkisi sayesinde romatoid artrit (Rhumatoid arthritis) ve sinüzit (sinusitis) tedavisinde yardımcı olduğu klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır ...

Çam Kabuğu Ekstresi
Çam Kabuğu (Pycnogenol); Güneybatı Fransa'da yetişen Fransız sahil çamının kabuklarından elde edilen konsantre bir maddedir. İçerdiği polifenollar doğada bulunan en kuvvetli antioksidan özellikli maddelerdendir. Anti-ageing özelliği sayesinde yaşlanma etkilerini azaltmakta ve...

Çilorella Ekstresi
Çilorella tek hücreli bir tatlı su yosunu (alg) olup; 2,5 milyar yıldır genetik yapısı hiç değişmeyen ender bir canlıdır. Çilorella'nın tek hücreli yapısı; onun eşsiz türünün ve vitamin, protein, mineral, amino asitler, nükleik asitler (RNA,DNA), temel yağ asitleri, enzimler ve karotenoidlerin yoğun bir kaynağı olmasına büyük bir avantaj sağlamaktadır. Çilorella, 20'den fazla vitamin ve mineralin yanısıra bol miktarda doğal beta-karoten de (Bağışıklık sistemini güçlendirici ve kansere karşı koruyucu) içermektedir

Çuha Çiçeği Yağı
Çuha Çiçeği tohumlarının belirli bir sıcaklık ve basınç altında preslenmesi sonucu elde edilmiş tamamen doğal bir üründür. Hiçbir ek katkı maddesi içermez. Yüksek oranda Gamma -Linoleik Asit (GLA), potasyum ve mağnezyum içerir. GLA önemli yağ asitlerinden biridir. GLA sağlık için gereklidir çünkü vücuttaki bütün organları kontrol eden ve hormonlara benzer etki gösteren maddelerin (Prostoglandin-PGS) üretiminde kullanılır. Bu bileşikler özellikle kalp ve dolaşım sistemi, deri ve savunma sisteminde etkilidir

Damiana Ekstresi
Damiana Ekstresi; Almanya ve İngiltere'de yaprakları yaygın olarak aşırı zihinsel aktivite ve sinirsel yorgunluğa karşı ve hormonal, merkezi sinir sistemi üzerine kuvvet verici bir tonik olarak kullanılmaktadır. Hollanda'da ise sadece seksüel başarıları için değil aynı zamanda üreme organları üzerindeki pozitif etkilerinden dolayı da çok saygın bir bitkidir. Anavatanı olan Meksika'da ise afrodizyak (Cinsel istek arttıcı), uyarıcı, kuvvetlendirici ve idrar arttırıcı olarak ünlenmiştir

Doğal Kas Güçlendirici - Kreatin
Amerika'da çeşitli sporcular üzerinde yapılan testlerde 28 gün boyunca düzenli kreatin alan sporcularda yağsız kas miktarında ve kaldırılan ağırlıklarda, kreatin kullanmayan fakat aynı egzersizlere katılan sporculara göre ortalama %51 oranında artış gözlenmiştir. 1992 Barcelona (İspanya) Olimpiyatları'nda ...

Diğer Doğal Ürünler

Doğal Kas Güçlendirici - BCAA
BCAA lar kas dokularının muhafazası için gereklidir ve kaslardaki glikojen depolarının korunması şeklinde kendilerini belli ederler. Glikojen (glycogen) karbonhidratların bir depolanma şekli olup, enerjiye dönüştürülebilirler. BCAA'lar aynı zamanda egzersiz, sportif aktivite veya yoğun bedensel faaliyet esnasında kaslardaki protein yıkımının önlenmesine yardımcı olurlar...

Folik Asit Tableti
Folik asit, hücre yapı taşlarının, kırmızı kan hücrelerinin (akyuvarlar) ve sinir dokularının oluşumunda etkilidir. Gebelikte görülen kansızlığın en büyük sebebi de folik asit eksikliği olarak çıkıyor karşımıza. Günlük yaşantımızda ateşli hastalıklar, dişlerdeki kanamalar ve plakalar için yardımcı bir tedavi olan folik asit, dişeti hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor. Yani ağız sağlığı konusunda da gerçekten önemli...

Goraka Ekstresi
Goraka Ekstresi, Güneydoğu Asya`da yetişen Goraka ağacının kabuklarından standardize edilerek elde edilmiştir. Yüksek oranda HCA içerir ve doğal bir diyet ürünüdür. Goraka Ekstresi merkezi sinir sistemini uyarmaksızın doğal kilo kaybını sağlar ve merkezi sinir sistemini uyaran maddelerin kullanımından meydana gelen yan etkilere sebep olmaz

Gotu Kola Ekstresi
Gotu Kola özellikle bacaklardaki kan arttırmaktadır. Bu amaçla varis, selülit gibi sorunlara karşı koruyucu olarak ve bacaklardaki yetersiz kan akımını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. Gotu Kola, kan akımı ve nörotransmitterler üzerindeki etkisi sayesinde hafıza zayıflığı, unutkanlık ve konsantrasyon sorunları için de kullanılmaktadır

Gümüşdüğme Ekstresi
Eski Yunan ve Romalı'lar, Yunanlı Hekim Dioscorides'in kayıtlarına göre bu bitkinin sap, yaprak ve çiçeklerini, ateş düşürücü, baş ağrıları ve bunlara eşlik eden bulantı, depresyon gibi semptomlara, mide ağrıları ile düzensiz adet görmeye karşı kullanmaktaydılar. 1980'lerin başında bitkinin taze yaprakları bazı Avrupa ülkelerinde migrene karşı kullanılmaya başlanınca, modern herbalisler, bazı üniversiteler ve klinikler bir dizi araştırmaya başladılar.

Hayıt Meyvesi Ekstresi
Adet öncesi sendromlar (PMS), adet zorlukları ve menopoz kadınlık tarihi kadar eski problemlerdir. Şüphesizki doğal terapi yöntemleri bu alanda da yol göstermektedir. Hayıt meyvesi her yaştaki kadın için ebedi bir bitkisel çaredir. Adet öncesi gerginlik (PMT), genellikle östrojen (oestrogen) ve progesteron (progesterone) hormonları arasında dengesizliğe neden olur. Progesteron'un göreceli noksanlığı; adet gecikmesi, göğüslerin hassasiyeti, sancı, kramp ve depresyon gibi semptomlardan sorumlu rahatsızlıklara yol açar. Hayıt bu semptomların giderilmesinde veya azaltılmasında etkilidir.
ALINTIDIR

6 Ekim 2010 Çarşamba

Goji berry

GOJİ BERRY & MUTLULUK MEYVESİ
Goji berry hakkında yapılmış bir çalışmanın çevirisi:


1. Ömrünüzü Uzatın

Vücudunuzdaki on trilyon hücre her an serbest radikallerin saldırısına maruz kalmaktadır. Bu zararlı çevresel ajanlar canlı hücrelerin yenilenme hızından daha hızlı bir şekilde yıpranmasına ve yaşlanmanın daha hızlı gerçekleşmesine neden olurlar. Goji “Uzun Ömür Meyvesi” olarak bilinir. İçerisinde ana molekül olan polisakkaritler ve güçlü antioksidanlar sayesinde serbest radikallerin uğratacağı zararlara ve erken yaşlanmaya karşı vücudunuzu korur.

2. Enerjinizi ve Dayanıklılığınızı Arttırın

Asya’nın en etkili adaptojenleri arasında sayılan Goji, egzersiz toleransınızı, gücünüzü ve dayanıklılığınızı arttırır. Özellikle hastalık sonrası nekahat döneminde ortaya çıkan bitkinlik, halsizlik şikayetlerini ortadan kaldırır.

3. Genç Hissedin, Genç Görünün

Goji hipofiz bezinden salgılanan insan büyüme hormonu (hCG, gençlik hormonu) salınımını arttırır. hCG’nin olumlu etkileri pek çoktur: vücut yağ oranını azaltır, uyku düzensizliklerini engeller, hafızayı güçlendirir, iyileşme hızını arttırır, cinsel istek ve gücü düzenler ve vücuda daha genç, diri bir görünüm kazandırır.

4. Kan Basıncınızı Düşürür

Yaklaşık olarak her dört yetişkinden birinde yüksek tansiyon değerleri gözlenmektedir (hipertansiyon). Kontrol altında tutulmayan yüksek kan basıncı zamanla inme (felç), kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bu nedenle “sessiz katil” olarak adlandırılır. 1998 yılında yapılan bir araştırma, Goji içerisinde çokça yer alan polisakkaritlerin kan basıncı yükselmelerini belirgin bir biçimde önlediğini göstermiştir.

5. Kanserden Korur

Goji, kanser önleyici bir madde olan Germanium içeren yeryüzünde bu güne kadar tespit edilmiş tek bitki türüdür. İçerisindeki özel polisakkaritler ve antioksidan maddeler kansere neden olabilecek genetik değişimlerin gerçekleşmelerine engel olur. Bazı bilim adamları özellikle karaciğer kanserlerinden korunmada Goji’nin etkili olacağına inanmaktadır. Bu karaciğerin vücuttaki en önemli detoksifiye edici (zehirden arındırıcı) organ olması nedeniyle önemlidir.

6. Sağlıklı Kolesterol Seviyelerine Ulaşın

Goji, kolesterol seviyelerini düşüren beta-sitosterol maddesi içerir. Ayrıca antioksidanları sayesinde kolesterolün oksidasyonunu ve damar duvarında plak oluşturmasını engeller. Goji içerisindeki flavonoidler ise atar damarlarınızın açık kalmasını ve elastikiyetinin korunmasını sağlar.

7. Kan Şekerini Dengeler

Uzun yıllardır Çin’de erişkin tip diyabet tedavisinde kullanılan Goji’nin polisakkaritleri sayesinde kan şekerini ve insülin cevabını düzenlediği görülmüştür. İçeriğinde yer alan betain maddesinin de özellikle diabet hastalarında sıkça görülen karaciğer yağlanması ve damar rahatsızlıklarını önlediği bilinmektedir.

8. Cinsel Gücü ve Fonksiyonu arttırır

Goji üzümü Asya tıbbında yer alan başlıca cinsel güç arttırıcı bitkidir ve efsanevi olarak cinsel arzuyu tetiklediğine inanılır. Eski bir Çin atasözü evinden ve karısından uzaklara gitmek zorunda olan erkekler için “Kim ki evinden yüz kilometre uzağa gidecekse Goji yememelidir!” der. Modern bilimsel çalışmalar ise Goji’nin kandaki testosteron seviyesini belirgin bir şekilde arttırarak her iki cinste de cinsel gücü arttırdığını göstermektedir.

9. Kilo Verin

Asya’da yapılan bir anti-obesite (aşırı şişmanlık) çalışmasında, hastalara sabah ve öğleden sonra Goji verilmiştir. Sonuçlar çoğu hastanın belirgin kilo vermesi şeklide olmuştur. Bir başka çalışma ise Goji içerisndeki polisakkaritlerin alınan gıdaları yağ şeklinde depolanması yerine enerjiye dönüştürdüğünü göstermektedir.

10. Baş ağrısı ve Sersemlik Hissinden kurtulun

Geleneksel Çin tıbbında baş ağrısı ve sersemlik hissinin böbrek Yin (yaşam özü) ve Yang (fonksiyon) yetersizliğineden kaynaklandığına inanılır. Goji Yin/Yang dengesinin ayarlanmasında en çok kullanılan bitkidir.

11. Daha İyi bir Uyku

Goji tüm Asya’da uzun süredir insomnia (uykusuzluk) doğal tedavisinde kullanılmaktadır. Yaşça büyük insanlar üzerinde yapılan bazı tıbbi araştırmalarda, Goji alan tüm hastalarda uyku kalitesinde iyileşme bildirilmiştir.

12. Görüşünüzü İyileştirir

Çin’de tarih öncesi zamanlardan beri Goji meyveleri bazı görme problemlerinin giderilmesinde oldukça popülerdir. Modern Çin bilim adamları Goji’nin karanlığa uyum süresini belirgin olarak kısalttığını bulmuşlardır. Ayrıca az ışıklı ortamlarda da görüş kalitesinin arttırır. Goji alan hastalarda görüş alanındaki siyah noktalarda belirgin azalma saptanmıştır. Goji içerisinde yer alan güçlü antioksidan karotenoidler sayesinde makula dejenerasyonu ve katarakt engellenebilir.

13. Kalbinizi Güçlendirir

Goji bir sesquiterpene olan ve kalp ile kan basıncı ayarlamalarına yardımcı olan cyperone içerir. Anthocyanin maddesi ise kalp damarlarının dayanıklılığını arttırır.

14. Yağların (Lipid) peroksidasyonunu Engeller

Kolesterol ve diğer kan yağları vücutta lipid peroksitler oluşturarak ölümcül rahatsızlıklara yol açabilirler. Yapışkan bir madde olan lipid peroksitlerin birikimi özellikle damarları olumsuz etkileyerek kalp-damar rahatsızlıkları, damar sertliği (ateroskleroz) ve inmeye neden olabilir. Goji, lipid peroksit oluşumunu önleyen kan enzimlerini arttırarak tehlike oluşturan lipid peroksit oluşumunu önler.

15. Hastalıklara karşı direncinizi arttırır

Serbest radikallerden olan süperoksit’in hastalıkların oluşumu ve ilerlemesinde önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir. Süperoksit vücutta bulunan süperoksit dismutaz enzimi sayesinde etkisiz hale getirilir. Ancak bu enzim yaş ile birlikte azalmaya başlar. Ayrıca günlük yaşamın ortaya çıkardığı stres vücudun bu enzimi yeterince üretmesini baskılayarak hastalıklara karşı var olan direncin düşmesine neden olur. Goji alımının süperoksit dismutaz enzim değerlerini %40 oranında arttırdığı ispatlanmıştır.


16. Bağışıklık (immün) yanıtını arttırır

Bağışıklık yanıtı vücudunuzun “silahlı kuvvetleri” dir. Kırk yılı aşkındır süren çalışmalar Goji’nin vücuttaki önemli savunma mekanizmalarını yöneten ve yönlendiren bağışıklık sistemini desteklediğini göstermiştir. Goji polisakkaritleri içlerinde T-lenfosit hücreler, sitotoksik T-hücreler, NK (doğal öldürücü) hücreler, lizozim, tümor nekroz faktörü-alfa ve immünglobülinler (IgG ve IgA) gibi tüm savunma hücrelerinin aktivitelerini düzenler ve sayılarını arttırır.

17. Kanserle savaş

Goji ile birlikte kanser ilacı kullanan hastalarda olumlu cevapların yalnızca ilaç kullanan hastalara oranla %250 oranında arttığı görülmüştür. Malign melanom, böbrek karsinomu, kolorektal karsinom, nasofaringeal karsinom ve malign hidrotoraks gibi kanser hastalarının tedavilerinde inanılmaz derecede iyileşme sağlanmıştır. Goji ile tedavi gören hastaların remisyonu (iyilik hali) Goji almayan hastalardan belirgin olarak daha uzun olmaktadır.

18. Değerli DNA’nızı korur

DNA vücudumuzdaki en önemli yapıdır. Atalarımızdan miras kalan tüm özelliklerimizin bulunduğu şablonumuz olmasının yanı sıra vücudumuzdaki on tirilyon kadar hücrenin yenilenmesi gerektiğinde, sağlıklı ve aslına uygun kopyasının üretilmesini sağlar.Kimyasallar, kirlilik ve serbest radikallere maruz kalan DNA hasarlanır ve kırılabilir ve sonuç olarak genetik (kalıtsal) mutasyonlara, kansere ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Goji’deki betain ve ana molekül olan polisakkaritler hasarlı DNA’nın tamiri ve restorasyonunu gerçekleştirir.


19. Tümör büyümesini durdurur

Bir hücresel protein olan Interlökin-2 (IL-2) bir çok kanser türünde oluşan anti-tümör cevapların oluşmasını sağlar. Çin kaynaklı araştırmalar Goji polisakkaritlerinin IL_2 üretimini arttırdığını göstermiştir. ABD’de IL-2, 1983 yılından beri bazı kanser ve AIDS hastalığının tedavisinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Goji ayrıca, tümör hücresinin ölümüne neden olan apopitoz olayını hızlandırır.


20. Kemoterapi ve Radyasyonun olumsuz etkilerini hafifletir

Bir çalışmada, Akciğer kanser tedavisi sırasında uygulanan radyasyon etkisinin Goji alımıyla arttığı böylece uygulanan radyasyon dozunun azaltılabileceği gösterilmiştir. Bir başka çalışma Goji’nin radyoterapi ve kemoterapiye bağlı istenmeyen yan etkileri azalttığı gösterilmiştir.
21. Güçlü kan değerleri sağlar

Goji meşhur bir kan yapıcı ve gençleştiricisidir. Bir çalışmada, Goji’nin yaşlı insan kanını belirgin bir biçimde gençleştirdiği gösterilmiştir. Bir diğerinde ise, canlı alyuvarların serbest radikallerin doğuracağı hasarlardan Goji flavonoidleri sayesinde korunduğu gösterilmiştir.Goji ayrıca kemik iliği yetmezliği durumlarının (düşük alyuvar, akyuvar ve trombosit üretimi durumu) deneysel tedavilerinde yer almaktadır.

22. Lenfosit sayınızı arttırır

Lenfositler vücut savunma sisteminin değişen koşullara yada tehditlere karşı uyum sağlayan (adaptasyon) kısmını oluşturan en önemli beyaz kan hücreleridir. Bağışıklık sisteminin adaptasyon kısmı, vücudun genel bağışıklık mekanizmalarını geçerek organizmayı tehdit eden tehlikeli unsurlara yönelik savunmanın yapılmasını sağlar. Gji lenfosit sayısını artırır ve saldırı tehdidi durumunda bunları aktive eder.


23. Enflamasyon ve Artirite (eklem iltahabı) karşı savaşır

Yirmi yılı geçen geniş araştırmalar sonucunda, akut yada kronik enflamasyon durumlarında serbest radikal olan süperoksit değerleri, vücudun savunma sistem kapasitesinin (süperoksit dismutaz enzimi) çok üstüne çıkmaktadır. Bu gibi bir dengesizlik durumu ise dokularda ve eklemlerde harabiyete neden olmaktadır. Goji anti enflamatuvar bir enzim olan süperoksit dizmutaz seviyesini arttırarak dengenin oluşmasını sağlar.

24. Karaciğerinizi destekler

Goji çok bilinen bir karaciğer hücre koruyucusu olan serebrozid içeriği sayesinde, yüksek toksik etkisi olan klorlanmış hidrokarbonlara karşı dahil koruma sağlar.

25. Menapozal semptomları tedavi eder

Geleneksel Çin tıbbında birçok menapozal semptomun böbrek Yin yetersizliği nedeniyle oluştuğu düşünülür. Yıllardır Goji hormonal dengeyi sağlamak amacıyla Yin güçlendirici olarak kullanılmaktadır.

26. Sabah sıkıntılarını (bulantı-kusmaları) önler

Çinde sıcak Goji çayı özellikle gebeliğin ilk üç ayındaki kadınlarda sabah sıkıntılarının önlenmesinde kullanılmaktadır. Bu çayın içilmesi hızlı ve etkili bir çözümdür. 60 gram kaliteli goji suyunun üzerine sıcak su eklenmesiyle de hazırlanabilir.

27. Doğurganlığı arttırır

Goji çok uzun zamandır Asya’da kadın ve erkek infertilite (kısırlık) tedavisinde kullanılmaktadır. Kadınlarda benzersiz bir şekilde Ying düzenlemesi (doğurganlık özü) gerçekleştirdiğine inanılır. Erkeklerde ise, goji polisakkaritlerinin sperm hücrelerinin ömrünü uzattığı ve testisteki hücrelerin strese bağlı azalmalarını ve ölümlerini engellediği gösterilmiştir.

28. Kaslarınızı ve kemiklerinizi güçlendirir

Goji hGH (insan büyüme hormonu) üretim ve salınımına etki ederek, vücuttaki bir çok önemli fonksiyonun (büyüme, tamir ve gelişme) yerine getirilmesini sağlar. Kasların gelişimi ile diş ve kemiklerde kalsiyum depolanmasını sağlar.

29. Böbrek sağlığını korur

Geleneksel Çin tıbbında en önemli organ olarak böbreğin, beyin ve diğer yaşamsal organları kontrol ettiği düşünülür. Böbrek fonksiyonları gerçekten de yaşamsal öneme sahiptir. Goji böbrek Yin ve Yang üzerinde etki gösteren bir kuvvet ilacı olarak haklı bir üne sahiptir.

30. Hafızanızı güçlendirir

Goji Asya’da bilinen bir beyin güçlendiricidir. İçerdiği betain vücutta kolin maddesine çevrilerek beyindeki hafıza ve hatırlama fonksiyonlarında yer alır.

31. Kronik kuru öksürüğün giderilmesine yardımcıdır

Çin bitki uzmanları tarafından gerek tek başına gerekse diğer bitkilerle birlikte öksürük ve hırıltı tedavisinde önerilmektedir.

32. Anksiyete ve stresi hafifletir

Bir adaptojen olarak Goji bünyenin stres faktörüne uyumuna ve üstesinden gelmesine yardımcı olur. Herhangi bir güçlüğe karşı kullanılabilecek bir enerji deposu oluşturur.

33. Maneviyatınızı aydınlatır

Goji’nin sürekli olarak tüketiminin neşeli ve mutlu bir ruh hali sağlar. Bu nedenle Asya’da “mutluluk meyvesi” olarak da tanınır.

34. Sindirimi kolaylaştırır

Goji uzun süredir mide hücrelerinin aktivite azalmasına bağlı olarak sindirim zorluğu ile öne çıkan atrofik gastrit tedavisinde kullanılmaktadır. Goji’nin kendisi, özellikle meyve suyu şeklinde tüketimi, sindirimi kolay bir yiyecektir.

35. Diş sağlığı

Sağlıklı diş eti sağlar.

36. Fibromiyalji

Fibromiyalji semptomlarını hafifletir.


http://goji.blogcu.com/goji-berry-hakkinda-yapilan-arastirma/5149151

23 Haziran 2010 Çarşamba

Salatalık

Bunları okuduktan sonra hıyara çok daha farklı gözle bakacaksınız!!!

Olağanüstü Hıyar


Bir süre önce bu bilgiler "The New York Times" gazetesinde yayımlandı.

1. Hıyar, günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içerir. Tek bir hıyarda Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko ihtiva eder.

2. Öğleden sonra yurgunluk mu hissettiniz? Kahveyi, çayı, soğuk içecekleri bir taraf bırakın ve bir hıyar yiyin. Hıyar iyi bir B vitaminler ve Karbohidratlar kaynağıdır ve yediğinizde saatler sürecek yorgunluğunuzu kısa bir sürede ortadan kaldırır.

3. Banyo veya duştan sonra aynanızın buğulanmasından şikayetçi misiniz? Bir hıyar dilimini alıp aynayı ovun. Hem buğulanma yok olacak hem de pırıldayan bir aynaya ve nefis bir kokuya sahip olacaksınız.

4. Haşereler bahçenizi veya saksı bitkilerinizi mahvediyor mu? Bahçeniz için bir aluminyum tabağa (ya da aluminyum folyoya) hıyar dilimlerini koyup, ortada bir yere yerleştirin. Saksılarınıza ise birkaç dilimi toprağın üzerine yine aluminyum tabak veya folyo ile yerleştirin. Bütün mevsim haşerelerden kurtulacaksınız. Hıyardaki kimyasallar aluminyum ile
etkileşerek insanların algılayamadığı ama haşereleri deli eden bir koku yayar ve onların ortadan kaybolmalarına neden olur.

5. Bayanlar, sokağa çıkmadan önce veya denize-havuza girmeden önce bir süreliğine selülitlerinizden kurtulmak ister misiniz? Sorunlu bölgeleri nizi birkaç dakika süreyle hıyar dilimleriyle ovun. Hıyardaki fitokimyasallar derinizdeki kollajenlerin gerilmesini sağlar, dış tabakayı sıkılaştırarak selülitlerin görüntüsünü azaltır. Aynı şekilde kırışıklıklara da iyi gelir (özellikle de göz civarındaki).

6. "Akşamdan kalma" sorununuzdan veya kötü bir baş ağrısından kurtulmak ister misiniz? Yatağa girmeden önce birkaç dilim hıyar yiyin ve ertesi sabah dipdiri, baş ağrısız kalkın. Hıyar, vücudun kaybetmiş olduğu gerekli besinleri takviye edici yeterli miktarda şeker, B vitaminleri ve elektrolitleri ihtiva ettiği için yediğiniz birkaç dilim sorunlarınızı hemen yok eder.

7. Özellikle diyet yapanlar, açlık dürtünüzü ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Hıyar yiyin.

8. Evinizde ayakkabı boyanız mı kalmadı? Taze kesilmiş bir hıyar ile ayakkabınızı ovalayın. İçerdiği kimyasallar ayakkabınıza hem harika görünen bir parlaklık verir hem de deriyi su geçir mez hale getirir.

9. Evinizde bir kapı, pencere ya da benzer bir şey gıcırtı mı yapıyor? Bir dilim hıyarı alıp gıcırtı yapan yerlere sürtün (tabii sürtünme yapan yerlere, menteşenin dışına değil!!) gıcırtı gidecektir.

10. Kendinizi gergin, bitkin mi hissediyorsunuz (özellikle ders çalışan öğrenciler, yeni bebek sahibi olmuş anneler ve diğer herkes) ? Bir tas kaynar suyun içine bir bütün hıyarı ince dilimler halinde keserek koyun. Tası da bulunduğunuz odada uygun bir yere koyun. Hıyardaki kimyasallar ve diğer besinler kaynar suyun içine girince tepki gösterirler ve suyun buharı ile birlikte bulunduğunuz odaya yayılarak nefis bir aroma yayarlar. Bu aroma sizlerin tüm gerginliğini alarak sakin kişiliğinize dönmenizi sağlayacaktır. Özellikle öğrenciler bunu denemelidir.

11. Yemek yediniz (örneğin kebap) ve ağzınızdan kötü koku yayıyorsunuz. Bir hıyar dilimini alıp dilinizle damağınıza yerleştirin ve en az 30 saniye öyle tutun. Ağzınızda kötü kokulara neden olan bakterilerin fitokimyasallar sayesinde ölmesi nedeniyle bu sorundan kurtulmuş olacaksınız. (Soğan-sarmısak kokusu konusunda bir bilgi yok. Bunu da siz deneyin ve sonucu görün.)

12. Evyelerinizi, lavabolarınızı çevreye zarar vermeyecek bir şekilde temizlemek ister misiniz? Bir dilim hıyarı alıp temizlemek istediğiniz yeri ovun. Sadece yılların birikimi lekeleri kirleri temizlemekle kalmaz, ayrıca güzel bir parlaklık verir temizlediğiniz yere. Bunun yanında elleriniz de o temizlik malzemelerin verdiği zararlardan kurtulmuş olur.

13. Kalemle yazarken bir hata yaptınız ve hatayı silmek istiyorsunuz. Hıyar kabuğunu alıp yavaş ve nazikçe silmek istediğiniz yazıya sürtün. Boya kalemlerinde ve keçe kalem yazılarında da oldukça yararlı. (Bilirsiniz bazen çocuklarımız duvarlara yazılar yazar, resimler yaparlar. Onlarda da deneyebilirsiniz.)
alıntıdır

12 Haziran 2010 Cumartesi

Adet Dönemi Sancıları

Dr. Ahmet Maranki' den adet sancılarına iyi gelen çaylar



Karışık bitki çayı
Civanperçemi, aslanpençesi, çobançantası ve adaçayı bitkilerinin adet sancıları için faydalı bitkiler. Bu dört bitkiyi isterseniz ayrı ayrı isterseniz karıştırıp demleyin ve içine bir kaşık bal atarak tüketin. Bitkileri sadece bir taşım kaynatmaya özen gösterin.

Soğan suyu
Bir soğanın başına vurup kırın. 1 litre suyun içine koyup haşlayın. Hazırlanmış soğan suyundan 15 gün boyunca günde 2 bardak tüketin. Sebze ve meyveleri, bitkileri tüketmek için hazırlarken asla metal bıçak kullanmayın.

Safran
Adet sancısını önleyen bir diğer bitki de safran. Peki, adet sancılarını önlemek için safranı nasıl kullanmalısınız? Bir tutam safranı bir fincan kadar suyun içerisine atıp kaynatın. Kaynadıktan sonra bu bitkisel çayı içtiğinizde adet sancılarınız git gide azalıyor. Safranı balla karıştırarak içmek de hem afrodizyak hem de adet söktürücü özellik göstermesinin yanı sıra adet sancılarını giderici bir etki de bırakıyor.

Civanperçemi çayı
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, ağrılı ve sancılı geçen adet dönemlerine karşı civanperçemi bitkisini öneriyor. Bu kürün etkili olabilmesi için adet başlamadan üç gün önce uygulamaya başlamak gerekiyor. Bir tutam civanperçemini (yaklaşık beş gram) yarım litre kaynamakta olan suyun içine atıp ağzı kapalı olarak kısık ateşte 3 dakika demleyin. Soğuduktan sonra süzüp her gün sabah ve akşam bir su bardağı için.

Küçük bir not: Bu çayı her gün taze olarak hazırlamanız gerekiyor. Ayrıca adetin bitimine kadar devam ettireceğiniz bu kürü beş-altı ay boyunca her regl döneminde uygulamanız da yararlı olacaktır.

Adet sancısını azaltmak için yenmesi ve uzak durulması gereken yiyecekler…

Regl kanamasından önce baş ağrısı, karında şişlik gibi problemler oluyorsa reglden bir hafta önce tuzu azaltmakta fayda var.
Doğal idrar sökücü olan maydanoz, ıhlamur, kuşkonmaz gibi yiyecekler bu dönemde oluşan ödemi giderir.
Adet sancısına karşı fındık, fıstık, et ve balık tüketmelisiniz.
Az işlemden geçmiş doğal yiyecekler, sebze, meyve tüketilmek gerekiyor. Pirinç, patates, yulaf gibi besinler, düşük yağ oranlı beyaz etler, baklagiller, doymamış yağ karbonlarını içeren bitkisel yağlar, sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Regl döneminde buna daha da çok dikkat etmek gerekiyor.
Adet döneminde çikolatadan, çok şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durulması şart. Doğal isteğe karşı kan şekerini dengede tutmak gerekiyor. Çikolata yenilince şeker yükseliyor ve sonra aniden düşüyor. Vücut da bu ani artış ve azalmaya olumsuz tepki veriyor.


Adet öncesi sıkıntılarını azaltan yiyecekler
Araştırmalar, adet öncesi sıkıntılarının iyi bir beslenme programıyla azaltılabileceğini gösteriyor. B vitamini, kalsiyum ve magnezyum içeren yiyecekler tüketmek, adet öncesi sıkıntılarını azaltmada etkili oluyor.

B vitamini: Ciğer, böbrek, yumurta sarısı, yapraklı sebzelerde bulunur.
Kalsiyum: Süt, balık, ayçekirdeği, soya fasulyesi, yerfıstığı, ceviz, somonda bulunur.
Magnezyum: Mısır, fındık, maydanoz, elma, incir, limon, portakal, unda bulunur.

ALINTIDIR

10 Haziran 2010 Perşembe

Kiraz Sapı

Bir çok derde deva olan kiraz sapının, idrar söktürücü özelliğiyle de böbreklerin dostu olduğu bildirildi.

ADANA (İHA) - Bir çok derde deva olan kiraz sapının, idrar söktürücü özelliğiyle de böbreklerin dostu olduğu bildirildi.

Kiraz sadece meyvesiyle değil, kökleri, kerestesi, kabukları, zamkı, yaprakları, çiçekleri, çekirdeği ve meyve sapları da kullanılabilen çok yönlü bir bitki. Ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde kullanılan kirazın sapları idrar söktürücü olduğu gibi bronşite karşı da kullanılıyor.

Gölgede iyice kurutulan saplarla hazırlanan şuruplar veya demlemelerle iyileşme sağlanabiliyor. Saplar gerekirse kıyılarak bir gün süreyle su içinde ıslanmaya ve yumuşamaya bırakılıyor. Bir litre su içine bir küçük avuç sap konularak hazırlanacak demlemeden günde 3-4 fincan içiliyor. Bu demleme günde 2 kez el ve ayak banyosu şeklinde de kullanılabiliyor. Ya da hazırlanan kiraz sapı demlemesi taze veya kurutulmuş kiraz üzerine boşaltılarak yarım saat bekletildikten sonra süzülerek aynı dozda içilebiliyor.

Kirazın sapları ayrık ve mısır püskülüyle kaynatılarak demlendiğinde ise ayak ve karın şişliğinde, arpayla kaynatılarak elde edilen demlemeyse idrar söktürücü olarak kullanılıyor.

Adanalı aktar Yusuf Değişmez ise kiraz saplarının en çok idrar yolları enfeksiyonları için tercih edildiğini belirterek, kiraz sapı çayının vücuttaki ödemlerin atılmasında da etkili olduğunu söyledi.
YAZI İNTERNETTEN ALINTIDIR

Kefir

http://www.ztbb.org/kefir.aspx


Kefir
Kefir, faydalı bakteri ve mayalar içeren (probiyotik) fermente bir süt ürünüdür. Probiyotik olması dolayısıyla, faydalı mikroorganizmaların üremesini arttırıcı maddeler içeren (prebiyotik) yoğurttan ayrılır. Probiyotik açısından en zengin gıdalar anne sütü ve kefirdir.
Kefirin kullanımı uzun yıllar Kafkasya ile sınırlı kalmış ve yapım tekniği gizli tutulmuştur. Sağlık üzerindeki faydalı etkilerinin keşfedilmesiyle 8. yüzyılın başlarından itibaren ünü Kafkasya sınırlarını aşmış, 19. yüzyılın başlarında Rusya’ya, daha sonra Avrupa, ABD ve Avustralya’ya ulaşmıştır.
1912 Nobel Tıp ödülünü kazanan Elie Metchnikoff probiyotikleri araştırmış, yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünlerinde bulunan asit yapıcı mikroorganizmaların bağırsaklardaki hastalık yapıcı mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamış, Kafkasya’da bazı hastalıkların az görülmesini ve insanların uzun ömürlü olmasını probiyotiklerden zengin gıda tüketmeleriyle açıklamıştır.

Kefir üretimi
Kefir üretiminde ilk aşama kefir oluşumunu sağlayan mayanın hazırlanmasıdır:
· Kuru kefir taneleri 30-32 °C’deki suda 3 saat bekletilir, taneler şişer, kabarır ve karnabahar görünümünü alarak yüzeyde toplanır.
· Yüzeydeki taneler alınıp temiz suyla yıkanır, 100°C’de kaynatılarak sterilize edilmiş ve 20°C’ye soğutulmuş süte 1 ölçü kefir tanesine 3 ölçü süt oranında aşılanır.
· Karışım 19-20°C’de 24 saat kuluçkaya bırakılır.
· Kuluçka süresinin sonunda, yüzeydeki taneler alınıp sterilize edilmiş ve soğutulmuş süte karıştırılır ve bir gün beklenir.
· Bu işlem sütte gaz kabarcıkları görülünceye kadar tekrarlanır. Sütte gaz oluşumu kefir mayasının aktif hale geldiğini gösterir. Böylece kefir mayası elde edilmiş olur.
· Sürekli üretimde bu mayadan faydalanılır.

Aktif hale gelmiş kefir taneleri şöyle mayalanır:
· Sterilize edilmiş süt, günlük pastörize süt veya UHT süt kullanılabilse de günlük pastörize süt tercih edilir.
· Süt 5 dakika kaynatıldıktan sonra 20-25°C’ye kadar soğutulur.
· İşlem için cam kavanoz kullanılmalı, bakır, alüminyum kaplar kullanılmamalıdır.
· 1 lt sütün içine 30-50 gr kefir tanesi ilave edilerek ağzı kapatılır.
· 20-25°C’de yaklaşık 18-24 saat bekletilir, bu süre içinde tahta kaşıkla sık sık karıştırılır.
· Mayalanma süresinin sonunda metal olmayan temiz bir süzgeçten geçirilir.
· Süzgeçte kalan kefir taneleri temiz ve klorsuz suyla yıkanıp tekrar süte konur.

İlave bilgiler
· Evde hazırlanan kefirin kullanım süresi 3 gündür, karanlıkta ve soğukta (2-4°C) muhafaza edildiğinde 6-8 güne çıkabilir, marketlerde satılanların raf ömrü uzundur.
· Kefirde peynir veya sirke kokusu varsa enfeksiyon olabilir, temiz suyla iyice yıkanmalı veya yeni kefir taneleri kullanılmalıdır.
· Kefirin sıcak yemeklerle birlikte içilmesi probiyotik mayaların ölümüne sebep olabilir.
· Mayalanmakta olan kefir taneleri uzun süre süzülemeyecekse buzdolabında bekletilir.

Kefirin farklı kullanımları
Özellikle çocukların içmesini kolaylaştırmak amacıyla greyfurtlu, portakallı, çilekli, muzlu.. kefir üretilmiş; dondurmaya kefir ilave edilerek probiyotik, yaban mersini pulpu ilave edilerek prebiyotik özelliği arttırılmış; ekşi süt kefiri, glukozlu kefir, peynir suyu kefiri, kefir sodası ve kefir sabunu yapılmıştır.
Fermente sucuk üretiminde kefir kültürü kullanımının, sağlık açısından risk teşkil eden anaerob (E. coli, S. aureus) ve koliform bakterileri, diğer fermente sucuk üretimlerine kıyasla kısa zamanda durdurduğu tespit edilmiştir. Bu sucukların mikrobiyolojik kalitesi arttığı gibi, tat ve aromaları da beğeni toplamıştır.

Kefirin özellikleri
Kefir taneleri, irili ufaklı, beyaz-sarımsı renkli ve karnabahar görünümündedir. Tanelerin dışında “kefiran” adı verilen yapışkan bir zar vardır. Faydalı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşar. İyi bir kefir tanesi elastiki yapıda olmalı, yapışkan ve yumuşak olmamalıdır.
Kefirde şu faydalı mikroorganizmalar bulunur: Laktik asit bakterileri:Streptococcus lactis (Lactococcus lactis subsp. lactis), S. cremoris (Lactococcus lactis subsp. cremoris), S. diacetylactis, Leuconostoc kefir, L. mesenteroides, Lactobacillus acidophilus, L. brevis, L. bulgaricus, L. kefir, L. casei, L. lactis
Asetik asit bakterileri: Acetobacter aceti, A. rasens
Mayalar: Kluyveromyces marxianus, K. fragilis, K. lactis, Saccharomyces cerevisiae, S. unisporus, Candida kefir, C. pseudotropicalis, C. valida
Kefir, protein, yağ, laktoz, kalsiyum, fosfor, aminoasitler, folik asit ve B vitaminleri bakımından oldukça zengindir.
Kefirin kendine has asidik tadı ve ekşimsi lezzeti, yapısında bulunan mikroorganizmaların ürettiği karbondioksitten ileri gelir. Kefirler asit, alkol ve CO2 içeriklerine göre, zayıf, orta sert, sert ve çok sert diye sınıflandırılır: Zayıf kefir, asit, alkol ve CO2 açısından fakir; çok sert kefir ise zengindir. Zayıf kefir 24 saat, orta sert kefir 48 saat, sert kefir 72 saat sonunda elde edilir.

Kefirin faydaları
İnsanın bağırsak florasında bulunan 400 çeşit bakteri ve mantar bağırsak zarında koruyucu bir tabaka oluşturur. Sağlıksız beslenme ve antibiyotik kullanımı sebebiyle bağırsak florası zaman içinde bozulur ve hastalıklar ortaya çıkar. Kefirle vücuda alınan faydalı bakteriler, özellikle laktobasiller, bağırsaklara yerleşerek buradaki mikroflorayı düzenler. Kefir üzerine yapılan araştırmalarda ulaşılan bazı sonuçlar şunlardır:
· Antimikrobiyal ve antifungal aktiviteyle, E.coli ve Salmonella gibi patojen bakteriler ve Candida, Saccharomyces, Rhodotorula, Torulopsis, Mikrosporum ve Trichopyton mantarları üzerinde engelleyici etki gösterir.
· Laktik asit bakterilerinin insanlarda ve bazı hayvanlarda bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği belirlenmiştir.
· Laktoz intoleranslı 8 kişiyle yapılan bir denemede, kişilere 500 ml düşük yağlı süt içirildiğinde karın ağrısı ve ishal görülürken, aynı miktar yoğurt veya kefir verildiğinde herhangi bir olumsuz belirti görülmemiştir.
· Helicobacter pylori enfeksiyonunun tedavisinde olumlu sonuç verir. Mide kaslarının düzenli çalışmasını ve midenin daha hızlı boşalmasını sağlar.
· Laktik asit bakterileri, yüksek kolesterol içerikli diyetlerle beslenen farelerin toplam serum kolesterol ve fosfolipid seviyelerini önemli ölçüde düşürmüştür.
· Bruselloz hastalığına sebep olan Brucella bakterilerinin üremesi için gereken pH 5.8’dir. Kefirin yapıldığı süte eklenen Brucella bakterileri 0-24 saat arasında canlı kalabilmiş, 24-120 saat arasında üreyememiştir. Bunun sebebi, kefirin pH’ının düşük olması ve fermantasyon ürünleri içermesidir.
· Tümörlü fareler üzerinde yapılan bir çalışmada tümör hücrelerinin gelişimini engellediği görülmüştür.
· Kefir tanesinden saflaştırılan ve suda çözünebilir bir polisakkarit olan KGF-C’nin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ve kanserli hücrelerin gelişmesini %20-90 oranında engellediği belirlenmiştir.

Fazla miktarda CO2 içerdiği için kalp hastaları kefir içmemelidir.
Kefir içimiyle ilgili tavsiyeler:

Astım ve bronşitHer gün 1 ltAğır vakalarda 1 yıl boyunca kullanılır.
Dolaşım bozukluklarıHer gün 1 ltAğır vakalarda yetişkinler 2 lt içebilir.
Yüksek tansiyonHer gün 1 lt
Safra bozukluklarıHer gün 1 lt
SarılıkHer gün½ lt12 saatlik kefir kullanılmalı, yatarken içilmeli, 2-4 hafta devam edilmelidir.
Böbrek hastalıklarıHer gün 1 lt
Mesane hastalıklarıHer gün 1 lt
KabızlıkHer gün 1 ltAğır vakalarda yetişkinler 2 lt içebilir.
EnfeksiyonlarHer gün 1 lt
ÇıbanlarHer gün 1 ltRahatsızlık süresince kullanılır.
EgzamaHer gün½ ltAyrıca haricen kefir sürülebilir.
Sinirsel hastalıklarHer gün 1 lt



Aktif kefir tanelerini üniversitelerin Ziraat Fakültelerine bağlı Süt Ürünleri bölümlerinden ve Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesinden temin edebilirsiniz.

Arzu Yakut
Biyolog
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Kaynaklar
Aliyev C. Kefir ve Yaban Mersininin Dondurmanın Fizikokimyasal, Duyusal ve Mikrobiyolojik Özelliklerine Etkisi. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2006, s. 62.
Alpkent Z. Kefir ve Kefirin Sağlık Üzerine Etkisi. Antalya: Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, s. 1-4.
Etöz D. Kefirden İzole Edilen Maya ve Bakterilerin Bazı Patojen Mikroorganizmalar Üzerine İnhibitör Etkisi. Ankara: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2006, s. 62-7.
Güngör Ö. Meyve Suyu İlaveli Kefirin Depolama Süresince Özelliklerinin Belirlenmesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2007, s. 51-2.
Kendirci P. Kefir ve Kefir Tanesinde Aflatoksin M1 Tayin Yönteminin Geliştirilmesi ve Kontamine Sütlerden Kefire ve Kefir Tanelerine Aflatoksin M1 Geçişinin Araştırılması. İzmir: Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2002, s. 10, 12-5.
Taşkın N. Ankara İlinde Tüketime Sunulan Sokak Sütlerinde ve Beyaz Peynirlerde Brucella Varlığının Elisa Yöntemiyle Araştırılması ve Brucella Bakterisinin Kefirde Yaşam Süresinin Tayini. Ankara: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2007, s. 62-3.
Ulusoy BH. Kefir Kültürü ile Fermente Sucuk Üretimi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Doktora Tezi, 2007, s. 21-2, 83.
Aydın A. Kefir ve diğer probiyotiklerin insan sağlığındaki önemi.www.beslenmebulteni.com
Kaptan N. Toplum sağlığında kefirin önemi. www.biltek.tubitak.gov.tr

Bal Hakkında Merak Ettikleriniz

Arı ve bal çağlar boyu bereketin, bolluğun, hatta gücün, ölümsüzlüğün ve dirilişin simgesi olarak kabul edilerek özellikle erkekler tarafından sembolleştirilmiştir. Antik Yunan’da nektar denilen bal Tanrıların içkisi sayılacak kadar değer verilen bir gıda iken arı da bu uygarlığın gerçek dünyasında madeni paralarda görülen bir motif olmuştur. Metro Kültür Yayınları’ndan çıkan ve Nilhan Aras’ın yazdığı ‘Ballı Yazılar’ tarihten bugüne balın yararlarını, kullanım şeklini detaylarıyla anlatıyor. Ayrıca çeşitli yazarların ‘ballı yazıları’nı da kitapta bulmak mümkün. İşte bal hakkında merak ettikleriniz...

Bal, arıların çeşitli çiçeklerden topladığı nektarin veya şekerli sıvıların fiziksel ve kimyasal değişimlere uğratıldıktan sonra petek gözlerine depoladıkları, tatlı, koyu kıvamlı bir besin maddesidir. Arıların yaşayabilmek için enerjiye, yavru üretebilmek için polene ihtiyaçları vardır.

Her balın mutlaka değişik bir aroması vardır. Uzun yıllardan beri yöresel balları tüketen insanlar o yöresel balın aromasına alışırlar ve her zaman o damak tadını ararlar.

Balda mikrop üremez. Çünkü bal antibakteriyel özelliğe sahip bir besin maddesidir. Bu nedenle ilk çağlardan beri yara ve yanıkların tedavisinde, cilt bakımında, mide rahatsızlıklarında ve birçok hastalığa karşı vücudu kuvvetlendirmek için kullanmaktadır.

1 yaşından küçük bebeklerin beslenmesinde bal kullanılması önerilmez. Amerika ve Kanada’da bazı bebek ölümlerinin botulizm hastalığından kaynaklandığı saptanmıştır. Botulizm, clostridium botulinim adı verilen bakterinin bebeklerin sindirim sisteminde çoğalmasıyla gelişen ciddi bir hastalıktır. Bu bakteri daha çok konserve yiyeceklerde görülür. Bebeklerin sindirim sistemi bu bakteriye karşı duyarlıdır ve ancak 1 yaşından sonra direnç gösterir.

Bazı ballar toksik etkili olabilir. Arılar kendilerine toksik olmayan her türlü nektarı toplar ve bal yaparlar. Karadeniz bölgesinde yaygın olarak bulunan orman gülü çiçekleri içerir. Orman gülü ‘deli bal’ olarak da bilinir. Bir çay kaşığından fazla tüketildiğinde kalp atışını yavaşlatmakta, tansiyonu düşürmekte, bayılmalara ve çeşitli rahatsızlıklara neden olmaktadır.

Hakiki bal kristalize olabilir. Balın kristalize olması ya da şekerlenmesi kalite kriteri olarak değerlendirilmemeli. Bal içerisindeki en yaygın şekerler glukoz ve fruktozdur. Eğer bitkinin nektarında glukoz oranı fazla ise bal zamanla kristalize olur. Fruktoz miktarı fazla ise daha uzun süre şekerlenmeden saklanabilir.

Kristalize olan bal, su banyosu içerisinde ısıtılarak tekrar eski sıvı haline döndürülebilir. Ancak bal doğrudan doğruya ısıya tutulmamalıdır. Cam kavanoz içerisindeki kristalize ballar bir tencerede ısıtılan sıcak suyun içerisine yerleştirilir. Hafif ateşte su ısıtıldıkça bal eski sıvı haline döner.

Balın rengi kalite değil, tercih meselesidir. Çünkü balın rengi arının nektar topladığı bitkinin çeşidine ve zamana bağımlı olarak değişebilir. Bazı bitkilerin balı açık sarı, amber renginde olmasına rağmen bazı ballar koyu renklidir. Narenciye, pamuk balları açık renkli, çam ve kestane balı koyu renklidir.

Süzme bal ile petek bal arasında bileşim olarak fark yoktur. Her ikisinin de besin değeri aynıdır.

Türkiye’nin her bölgesinde bal üretilir. Ancak tek bir çiçeğe ait ballar belli zamanlarda ve belli bölgelerde üretilir. Karadeniz kıyılarında ve yakın bölgelerde kestane ve orman gülü, Ege’de çam, Trakya’da ayçiçeği, Akdeniz’de narenciye, Güneydoğu Anadolu’da pamuk ve üçgül balları üretilir.

Balın besleyici özelliği yüzyıllardır bilinir. Bal, vitamin, mineral, aminoasit ve enzimler gibi pek çok yaşamsal faktörleri içerir. Bal, bir yemek kaşığında 64 kalori enerji sağlayarak kaslar için yakıt görevi yapar.

Yapılan araştırmalar bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, balın mideyi kaplayarak spazmları rahatlattığı ve sindirim sistemi üzerinde düzenleyici etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Cilt üzerinde de olumlu etkileri vardır.

Balı kahvaltı dışında da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Her türlü zeytinyağlı yemeğe ve fırın etlerine tat vermesi için 1 kaşık kadar katılabilir. Ayrıca meyve suyu, çay, süt gibi sıklıkla tükettiğimiz içecekleri tatlandırmak amacı ile şeker yerine yine vitamin, mineral açısından daha zengin, daha doğal olan bal kullanılabilir. Fırınlanmış ürünlerde bal, daha süngerimsi yumuşak bir yapı sağlarken ürünün kurumasını geciktirir, raf ömrünü uzatır.


Bal alırken dikkat!

Markalı bal alın: Balın kalitesini tadarak ya da başka bir duyusal özelliğinden anlamak mümkün değildir. Riski açıkta satılan ballarda tüketici, markalı satılan ballarda ambalajlayan firma taşır.

Süzme bal alın: Her ne kadar petekli ballarda hile yapılmayacağı yolunda bir inanış varsa da bu ballar da arıya şeker yedirilmek suretiyle imal edilebilmektedir. Ayrıca arıcılıkta kullanılan ilaç uygulamalarının pek çoğu doğrudan petekler üzerine olmaktadır. Dolayısıyla petekli balda kalıntı riski yüksektir.

Markayı sorgulayın: Aldığınız balın markasının yıllar içerisinde kanıtlanmış, güvenilir bir marka olmasına, üründe parti numarası, dolum tarihi, son kullanma tarihi, firma adı adresi, telefonu gibi ürün ve firma kimliğini açıkça belli eden ibarelerin bulunmasına dikkat edin.

Etiketi iyi inceleyin: Doğal bal sadece Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne uygun olarak satışa sunulabilir. Ancak bal olmadığı halde isminde bal geçen bazı ürünler bal aromalı şurup adı altında satışa sunulabilmektedir ve bu durum etiketlerinde kolayca okunacak formatta belirtilmemektedir.

http://www.posta.com.tr/yasam/yeme-icme/HaberDetay/Bal_hakkinda_merak_ettikleriniz___.htm?ArticleID=32223

7 Haziran 2010 Pazartesi

ÇEMEN OTU

Orjinal Adı :Trigonella foenum-graecum

Diğer Adları :Boyotu, Buyotu

Bilgi :Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm. boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri; suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.

Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30″a varan oranda yapışkan bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar; trigonellin, kolin ve kumarin adlı maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu “çemen” adlı macunun içine ana madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.

Tıbbi Etkileri ve Kullanımı Çemenotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:

• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.

• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.

• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.

• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.

• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi gelir.

• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.

• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.

• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.

Bütün bu önemli tıbbi etkileri sağlamak üzere çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.

• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.

Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır


televizyonda cemen otunun gögüsü büyüttüğünü söylemişler.

ALINTIDIR

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Meyve ve Sebzelerin Zamanları

Meyve ve sebzelerin gerçek mevsimlerini unutanlar için...

Tarımdaki gelişmeler ve teknolojinin ilerlemesi nedeniyle hiç ummadığımız
zamanlarda ummadığımız sebze ve meyveleri marketlerde görebiliyoruz. Hangi
mevsimde hangi sebze ve meyve bulunur? sorusu da sıkça akla gelen bir konu
oldu. Örneğin; çilek sadece bahar aylarında bulunurdu, geçen hafta markette
reçellik çilek gördüm, eylül ayının ortalarında hala çilek bulunabiliyor.
Sağlıklı beslenmenin en önemli koşulu güvenli ve sağlıklı yiyecek seçimi.
Bunun için sebze ve meyvelerin gerçek mevsimlerinde, bol bulunduğu aylarda
tüketilmesi çok önemli. Aşağıdaki tablolarda ayrıntılı olarak verdiğim sebze
ve meyve listesinin aynı zamanda alışveriş listesi yaparken de size rehber
olacağını umuyorum.


*SEBZELER
*
Kuru Soğan - Her Ay
Patates- Her Ay
Yeşil Soğan - Temmuz, Ağustos, Eylül hariç diğer tüm aylar
Maydanoz - Her Ay
Marul - Mayıs - Temmuz
Yeşil Salata-kıvırcık- Ocak - Mayıs ve Ekim - Aralık
Salatalık- Mayıs - Ekim
Dereotu- Her Ay
Kırmızı Lahana- Kasım - Şubat
Kereviz- Kasım - Mart
Karnabahar- Aralık - Şubat
Bezelye- Nisan - Haziran
Semizotu - Mayıs - Eylül
Domates- Haziran - Kasım
İç Bakla- Mayıs - Haziran
Taze Bakla - Nisan -Temmuz
Bamya Temmuz - Eylül
Taze Kabak Mayıs - Kasım
Pırasa Kasım - Mart
Beyaz Lahana Kasım - Şubat
Ispanak Kasım - Mart
Havuç Eylül - Mart
Salamura Yaprak Her Ay
Taze asma yaprağı Mayıs-Temmuz
Dolmalık Biber Haziran - Kasım
Sivri Biber Haziran - Ekim
Çarliston Biber Haziran - Eylül
Taze Fasulye Mayıs - Eylül
Barbunya Nisan-Eylül
Patlıcan Haziran - Kasım
Pırasa Kasım-Mart
Limon Her ay
Turp Ekim-Şubat
Pazı Ekim-Mart
Sarımsak Her ay
Taze nane Her ay
Brokoli Aralık-Şubat

*MEYVELER
*

Elma (starking-golden) Ekim
Elma-Yaz Temmuz-Ağustos
Elma-Buzhane Her ay
Portakal- Ekim - Nisan
Mandalina - Ekim - Şubat
Kayısı - Haziran - Ağustos
Üzüm - Temmuz - Kasım
Armut - Temmuz - Kasım
Muz - Kasım - Mart (Her ay)
Kırmızı Erik - Mayıs - Ağustos
Mürdüm Erik - Ağustos-Ekim
Şeftali - Haziran - Eylül
Nektarin - Temmuz-Eylül
Kiraz - Haziran
Vişne - Temmuz-Ağustos
Çilek - Mayıs - Haziran
Yeşil Erik - Mayıs - Haziran
Ayva - Ekim - Ocak
Malta Eriği - Nisan - Mayıs
Karpuz - Haziran - Ağustos
Kavun - Temmuz - Kasım
İncir - Ağustos-Eylül
Bal kabağı - Şubat-Mayıs

ALINTIDIR

18 Mayıs 2010 Salı

Bugüne kadar sirke hakkında bildiğim sadece yemeklere lezzet katan, ateş düşürücü etkisi olan ve kireç sökücü özelliklerine sahip bir madde oluşuydu. Genelde yemeklerde balzamik sirke, kireç sökücü ve dezentefte amacıyla ise beyaz sirke kullanıyordum. Ama internette tesadüfen okuduğum bir makaleden yola çıkarak biraz araştırma yaptığımda, bu maddenin nerdeyse bir çok şeye deva ve aynı zamanda elma sirkesinin bunların içinde en iyisi olduğunu öğrendim. Eğer sizinde sirke hakkında bildikleriniz benim bildiklerim kadar ise, işte şimdi şaşırma sırası sizde. Buyrun sirkenin faydalarına...



Sebze ve meyveler, mikroplardan temizlenmek için sirkeli su ile yıkanır.
Yorgunluk ve uykusuzluk için yatmadan önce sirkeli su içilir.
Su ile kaynatılıp buharına durulursa; baş ağrısı, astım ve cilt lekelerine faydalıdır.
Bal karıştırılmış sirkeli su her gün içilirse, düzenli kilo verilebilir.
Mide üzerine sirkeli bez konulursa, bulantı ve kusmayı önler.
Safrayı keserek, safra akıntısını düzenler.
Haşerat ve diğer zehirli hayvan sokmalarında, sokulan yer sirkeyle pansuman yapılır ve üzerine sirkeli pamuk kapatılırsa iyileştirir.
Sirkeli bez, varislere de oldukça faydalıdır.
Sirkenin güzel ve ferahlatıcı kokusu, asabi baygınlıklarda hastayı uyandırıcı tesire sahiptir
Sirke, orta dereceli yanıklarda da kullanılır.
Sirke ile yapılacak gargara diş etlerini ve dişleri sağlığa kavuşturur.
Nasırların ve sertliklerin üzerine sirkeyle ıslatılmış ekmek konulur.
Kepekli ve mat saçlar için durulama suyuna sirke ilave edilir.
Sirke suyuna batırılmış bir parça şeker, yavaş yavaş emilerek hıçkırıkların giderilmesine yardımcı olur.
Kolesterolü düşürür. İçerdiği doğal asitler ve enzimler kanın daha sağlıklı ve ince akmasını sağlar.
Sirke, sinamekiyle kaynatılıp sürülürse, saçların dökülmesini önler
Sodyumun etkisini yansızlaştırarak yüksek tansiyondan korur.
Uzun süreli kullanımı eklem ve kemiklerdeki sertlik ve sıkıntılara son verir.
Cildi yumuşatmak, parlatmak için banyo suyuna bir miktar sirke katılır.
Hazmı kolaylaştırır
http://uzakkose.blogspot.com/search/label/Pratik%20Fikirler

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Faydalı Bilgiler

NAR ÇİÇEĞİ:Tansiyonu,şekeri ve özellikle kollesterolü düşüren ,içimi çok hoş bir bitki....İş yerinde çay yerine bunu tercih eden çok arkadaşım var.Bir bardak kaynar suya bir tutam atılınca tamamen nar çiçeği rengini veriyor.Tavsiye ederim....


ELMA SİRKESİ:Faydaları saymakla bitmez sanırım.Cilt için mükemmel bir tonik.Seyreltilmiş olarak pamuk yardımıyla cilde uygulandığında mükemmel hijyen sağlar.


Migren ağrıları için 1 bardak sirke ve 1 bardak su karışımı ile kaynatıp buharı teneffüs edilirse ağrıyı geçirir.


Saç İçin , durulama suyuna konulan bir çay bardağı elma sirkesi saç diplerini sağlığa kavuşturur.


Varis ağrılarında bacağa sürüldüğünde ağrıyı giderir.


EVETTT ŞİMDİ gelelim zayıflatıcı çayımıza;


1-2 Adet Avakado Yaprağı


1 çay kaşığı yeşil Çay


1 tutam kiraz sapı


1 tutam mısır püskülü


1 çay kaşığı rezene


Dr.Ender SARAÇ'ın da onayladığı bu zayıflatıcı çayı 1-2 dakika kaynatarak sabah akşam içiniz.


Tabii bunun yanında günlük kalori durumumuzuda ayarlamalıyız.Abur-cubur ,karbonhidrat ağırlıklı beslenmemeliyiz.Bol bol su içip(Günde 8 bardak) egzersiz özellikle yürüyüş yapmalıyız.


REZENE ÇAYI:Özellikle benim gibi emziren annelerin elinden düşmemelidir.Bol süt yaptığı gibi sakinleştirici özelliği sayesinde hem anneye hemde bebeğe uyku verir......


KEÇİ BOYNUZU:Doğal bir antiseptikdir.Boğaz enfeksiyonlarında kaynatılarak gargara yapıldığında çok iyi sonuç alınır.

www.tatesal.blogspot.com

19 Nisan 2010 Pazartesi

Hangi besin ne içeriyor, bizi neye karşı koruyor:

ACI MARUL Eser element Potasyum Fosfor
(Lactuca virosa) 1. Yaşamsal önem taşıyan maddeler içerir.
2. Yağ metabolizması nı düzenler.
3. Felç riskine karşı korur.
4. Yapraklarından ve kökünden yapılan çay: karaciğer, dalak ve böbreklerin faaliyetlerini düzenler.
AHUDUDU C vitamini Potasyum Kalsiyum Demir Folikasit
(Rubus Idaeus) 1. Virüs ve bakterilere karşı korur
2. Tümör oluşumunu engeller
3. Kanı temizler,
4. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.
5. Terletir ve İdrar söktürür.
6. Kabızlığı giderir.
7. Vücuda dinçlik verir.
AVOKADO Doymamış yağ asidi B6 vitamini E vitamini Potasyum Glutathion
(Persea americana) 1. Kalp ve Kan dolaşımı için birebir.
2. Kansere karşı koruyucu
3. Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, (en iyi antioksidanttı r)
4. Hücrelerin yaşlanmasını geciktirir.
5. Protein bakımından zengindir.
BEYAZ KIRMIZI LAHANA C vitamini B vitamini Kalsiyum
1. Bağışıklık sistemini güçlendirir
2. Stres semptomlarıyla savaşır.
BEZELYE Protein Magnezyum
1. Kolesterol düzeyini düşürüyor
2. Bağırsak kanser riskini azaltıyor.
BROKOLİ Magnezyum A Vitamini C vitamini Potasyum
1. Kansere karşı korur
2. Kasları güçlendirir.
CEVİZ FISTIK FINDIK B vitamini E vitamini Çinko Demir
1. Sakinleştirir
2. Uyumayı sağlar
3. Stresi azaltır.
ÇİLEK C vitamini Kalsiyum Potasyum
1. Bağışıklık sistemini güçlendirir
2. Metabolizmayı harekete geçirir.
DANA ETİ Demir Protein Potasyum
1. Soğuk algınlığı
2. Öksürük
3. Gribe karşı iyileştirici
DENİZ BİTKİLERİ Omega3 yağ asidi Pantothenik asit
1. Kolesterol düzeyini düşürür
2. Kalp krizi riskini azaltır.
DOMATES Likopen Folikasit Tyrosin
1. Likopen kansere karşı korur
2. Folikasit hücre yapımını uyarır.
3. Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
ELMA Pektin Bioflanovoid C vitamini
1. Kolesterol düzeyini düşürür
2. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
ENGİNAR Cynarin B vitamini C vitamini
1. Kan şekerine ve kalbi iyi gelir.
2. Cynarin Karaciğer ve Safra kesesinde biriken nikotin, alkol ve yağın vücuttan atılımını sağlar.
ERİK Potasyum Demir B vitamini
1. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlar enerji verir.
ESMER BUĞDAY Lysin Lezithin
1. Beyni ve sinirleri besler
2. Öğrenmeyi güçlendirir.
FASULYE Demir Kalsiyum B vitamini C vitamini Protein
1. Kan ve hücre yapımına yardımcı oluyor.
FRENK ÜZÜMÜ C vitamini Niasin Kalsiyum
1. Sinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor.
GREYFURT Folikasit C vitamini
1. Kan basıncını azaltır
2. Kan yapımını artırır.
HAVUÇ A Vitamini Selenyum
1. Sperm üretimini sağlıyor
2. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
ISPANAK A Vitamini Folikasit Magnezyum E vitamini Manganez
1. Sinirleri güçlendiriyor.
2. Özellikle hamilelikte tavsiye ediliyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ BUĞDAY B vitamini Demir Magnezyum
1. Bacak kaslarındaki krampları yok ediyor.
2. Uyku süresini azaltıyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ ÇAVDAR Magnezyum Karbonhidrat B vitamini
1. Enerji sağlıyor
2. Stresi azaltıyor.
KAVUN Magnezyum Potasyum Kalsiyum
1. Vücuttaki su düzeyini ayarlıyor
2. İdrar oluşumunu artırıyor.
KEFİR Laktik Asit
1. laktik asit bakterileri Bağırsak enfeksiyonuna
2. Kabızlığa ve gaza iyi geliyor.
KEREVİZ Potasyum Sodyum Kalsiyum Magnezyum
1. Kabızlık
2. Mide ve Bağırsak sorunlarına karşı etkili.
KIRILMAMIŞ PİRİNÇ Protein Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Mide yanması
2. Gaza karşı etkili.
3. Vücuttaki fazla suyu atıyor.
KIRMIZI ÜZÜM Phyto-östrojen Potasyum Kalsiyum
1. Yüksek tansiyona karşı iyi geliyor
2. Trombozları önlüyor
KİVİ C vitamini Karotionid Flavonoid
1. Zayıflatıyor
2. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
KUŞBURNU Likopen C vitamini E vitamini Demir
1. Soğuk algınlığı ve
2. Gribe karşı önleyici etkiye sahip.
KÜMES HAYVANLARI Protein Potasyum Magnezyum B vitamini Çinko
1. Baş ağrısı sorununa karşı etkili
2. Stresten arındırıyor.
LAHANA TURŞUSU Laktik asit B12 vitamini
1. Bakterileri ve Tümör oluşumunu önlüyor.
LİMON C vitamini Glucarate
1. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
2. Mide kanserini önlüyor.
MANGO A Vitamini B vitamini Çinko
1. Cinsel enerjiyi yükseltiyor
MANTAR Sodyum Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Kasları güçlendiriyor
2. Saç ve tırnakları besliyor.
MERCİMEK Çinko Aminoasit
1. Yorgunluğu gideriyor strese karşı etkili
MISIR Çinko Magnezyum B vitamini
1. Stresle savaşıyor
2. Bağırsak kanserini önlüyor.
MUZ Potasyum B6 vitamini Serotonin Magnezyum
1. Rahatlatıyor
2. Uyumaya yardımcı oluyor.
MÜRVER Potasyum B1 vitamini C vitamini
1. Terleten ve öksürüğü azaltan etkiye sahip.
2. Kabızlığa iyi geliyor.
NAR C vitamini Demir Potasyum Alkaloit Glikozit
1. İçerdiği bazı maddeler sayesinde kolesterol ve şekeri de dengeler
2. Kalp sağlığını korur, kalbi kuvvetlendirir,
3. Kanser hücrelerinin de gelişmesini engeller,
4. Yeşil çaya nazaran üç kat daha güçlü antioksidan etkiye sahiptir,
5. Meyve kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içerir.
6. İshali keser, (şerit) bağırsak kurtlarını düşürür, Kanlı ishal de de kullanılır,
7. İdrar söktürücü, Kan yapıcı, Enerji verici ve Tansiyon düşürücü özelliği
8. Meyve kabuğu ekstresinin; güçlü virüs ve mikrop öldürme özelliği, cilt üzerindeki enfeksiyon ve yaraları iyileştirici özelliği vardır,
9. Meyve kabuğu tanenlerinin antioksidan ve anti-tümör etkileri de bilinmektedir,
PAPAYA Karotinoid Enzimler C vitamini
1. Kalp hastalıklarını önlüyor
2. Stresi azaltıyor
PATATES Mineraller C vitamini Protein Potasyum
1. Kansere karşı koruyucu
2. Vücudu toksinlerden arındırıyor.
PEYNİR Protein Sodyum Potasyum Kalsiyum
1. Kemikleri güçlendiriyor
2. Sinirleri koruyor.
PEYNİR SUYU Sodyum Potasyum Kalsiyum Laktik asit
1. Bakterileri Sindirim sistemi şikayetleri
2. Mide yanmasına karşı iyi geliyor.
PIRASA Allisin Çinko Manganez Selenyum
1. Kan basıncını düşürüyor
2. Kalbi ve damarları güçlendiriyor.
PORTAKAL B vitamini C vitamini Potasyum Kalsiyum Selenyum
1. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor.
RAVENT Magnezyum Manganez Kalsiyum B vitamini
1. Sağlıklı kemiklerin oluşumuna katkıda bulunuyor.
REZENE C vitamini Uçucu yağlar Demir Potasyum Kalsiyum
1. Öksürüğü önlüyor
2. Vücuda oksijen alımını artırıyor.
RİNGA BALIĞI Omega3 yağ asidi Sodyum Potasyum
1. Damar sertliğini
2. Yüksek tansiyonu önlüyor.
SARIMSAK Quercetin Ajoene Allisin
1. Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SHIITAKE MANTARI Lentinan D vitamini
(Letinus edodes) 1. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
2. Kanser oluşumunu engelliyor.
3. Kanı sulandırıcı,
4. Kolesterol düşürücü,
5. Tümör küçültücü,
6. Cinsel gücü arttırıcı etkilere sahip.
7. Lentinan maddesi Japonya'da anti kanserojen ilaç olarak tescil edilmiş.
SİYAH TURP C vitamini Kalsiyum Potasyum Demir
1. Bağışıklık sistemini
2. Kan dolaşımını güçlendiriyor.
SOM BALIĞI Omega3 yağ asidi D vitamini
1. Kemikleri güçlendiriyor
2. Meme kanseri riskini azaltıyor.
SOYA Omega6 yağ asidi E vitamini Protein E vitamini
1. Hücreleri koruyor
2. Kanser riskini azaltıyor.
SÜT Kalsiyum D Vitamini A Vitamini B2 vitamini
1. Kemik oluşumunu teşvik ediyor
2. Bağırsak kanserine karşı koruyor.
TOFU Protein Potasyum Kalsiyum Magnezyum
1. Metabolizmayı uyarıyor.
2. Kemik yoğunluğu için önemli.
TON BALIĞI Omega3 yağ asidi D vitamini Potasyum
1. İyot Kolesterol düzeyini düşürüyor
2. Sinir hücrelerini koruyor.
USKUMRU Omega3 yağ asidi D Vitamini B6 Vitamini B12 vitamini
1. İyot Kan basıncını düşürüyor
2. Moral yükselten etkiye sahip
YEŞİL-KIRMIZI BİBER Capsaicin A Vitamini C vitamini Çinko
1. Baş ağrısı
2. Migrene karşı koruyucu etkiye sahip
YOĞURT Kalsiyum Riboflavin B12 vitamini
1. Bağırsak kanserine karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

alıntıdır

LEKELER NASIL ÇIKARILIR

1)AÇIK RENK AYAKKABILAR
Üzerindeki lekeler benzine batırılmış bir bezle silinirse yok olurlar.

2)AĞZI DAR ŞİŞE NASIL TEMİZLENİR
Ağzı dar şişe kavanoz temizlemek için biraz deterjan biraz su bir kaşık pirinç katıp çalkalayınız.

3)AHŞAP MOBİLYA BAKIMI NASIL OLUR
TOZ ALMANIN İP UÇLARI : Toz alırken her zaman yumuşak bez kullanın. Toz doğru alınmadığı zaman mobilyanın yüzeyini çizecektir. Hiçbir zaman kuru bezle toz almayınız, aksi taktirde toz mobilyanın yüzeyinde mikroskobik çizikler bırakacaktır.
Mobilyanın yüzeyine eşit bir biçimde sprey sıkınız, ama çok fazla sprey sıkmamaya çalışınız.
Mobilyanın yüzeyini dairesel hareketlerle yumuşak ve temiz bir bezle siliniz.
Sonra güzel bir parıltı için kuru bir bezle mobilyanızı kurulayın.Ağaç vitrinler için önce bezin üstüne sprey sıkın , sonra toz alın.
Hiçbir zaman için mobilya bakımı için sabun ve su kullanmayın. Su mobilya cilasını bozar, ağacın içine sinip yapısını bozar , mobilyanın hasarlanmasına yol açar.

4)AHŞAP MOBİLYA NASIL PARLATILIR
Mobilyaların tozunu alırken , bir parça eski yünlü bezin üzerine biraz sıvı yağ damlatıp silin ve temiz bir toz beziyle parlatın. Ahşap eşyalarınızın pırıl pırıl parladığını göreceksiniz.

5)AHŞAP MOBİLYANIN DÜŞMANLARI : Güneş ışığındaki ultraviole ışınlar ağaç cilasını bozabilir. Mobilyalarınızı direk güneş ışığından kaçınacak şekilde düzenleyin.
Sıvı döküntüler hemen temizlenmedikleri taktirde mobilyaları bozabilir .İçecek bardakların altında bardak altlığı , vazoların altına küçük tabak koyun.
Sıcaklık cilanın üstünde beyaz leke bırakacak şekilde kimyasal değişikliklere yol açabilir. Sıcak tabak ve kapların altına koruyucu pedler koyun.
Yüksek nem seviyesi ağacın şişmesine yol açar. Alçak nem seviyeside ağacın nem kaybetmesine ve küçülmesine yol açar. Olaganüstü değişiklikler yamulmalara çatlamalara ve kırılmalara neden olabilir.

6)ALÇI LEKESİ
Ilık sirkeye batırılmış bir bezle silin.

7)ALİMİNYUM TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
Kimi zaman aliminyum kaplarımız kirlenir ve lekelenir (özellikle bulaşık makinasında yıkadıktan sonra) bunların temizliğide kolaydır. İçinde kuzu kulağı pişirin veya süt kaynatın.
Bozulan rengi eski haline dönecektir. Biraz zeytinyağı ile bir kaç damla alkolü karıştırın ve yumuşak bir bezle aliminyum kaplarınıza sürün. Pırıl pırıl olacaktır.

8)ALKOL LEKESİ
Cilalı Ahşap üzerinde;
Lekeli yerleri bir mantar tıpasıyla silin veya terebentinle ıslatın , sonra parlatın.
Masif Ahşap üzerinde;
Eter veya benzinle temizleyebilirsiniz.
Leke çok inatçıysa çakmak benzinini deneyiniz.



9)ALTIN NASIL TEMİZLENİR
Bir litre suya 15 gr. Sabun rendesi ve 100 gr. Amonyak ilave edin. Temizlemek istediğiniz altın eşyalarınızı bu karışımın içerisinde 1- 2 saat kadar bırakın. Sonra soğuk suyla çalkalayın ve bir deri parçasıyla temizleyin.

10)AMPULLERİN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
En iyi temizleyici alkoldür. Ancak ampulun yüzeyi pütürlüyse bir kesilmiş soğan parçasıyla silin sonra nemli bir bezle temizleyin. Ampulü temizledikten sonra ışığı yakmadan üzerine bir iki damla parfüm sürün.Eviniz mis gibi kokacaktır.

11)AYAKKABIDAKİ LEKELER
SU LEKESİ; Boyamadan önce vazelin sürün.
KÜF LEKELERİ; Bir bezle gliserin sürerek lekeleri silin.

12)AYNALARA SİNEK KONMASINI NASIL ÖNLERİZ
Aynayı temizlediğiniz son suya alkol katarsanız sineklerin konmasını engellemiş olursunuz.

13)BANYO TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
Banyonun tertemiz olmasını istiyorsak , haftada bir kez sıcak sirkeyle yıkamak gerekir. Sirkeyi ateşte kaynattıktan sonra banyonun içine dökerek bir bezle iyice silmek gerekir, daha sonra suyla yıkanır.

14)BAZI KİMYASALLARI NASIL TEMİN EDEBİLİRİZ.
AMONYAK = Eczanelerde satılır.
BEYAZ İSPİRTO(Metil Alkol) = Eczanelerde ve kimyevi madde satıcılarında bulunur.
PERKLORETİLEN = Kuru temizleme sıvısıdır. Kuru temizlemecilerde ve kimyevi madde satıcılarında bulunur.
POTASYUM OKSELAT = Eczanelerde veya kimyevi madde satıcılarında bulunur.

15)BEYAZ BOYALI TAHTA KAPI VE PENCERELERİN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALI
Birkaç soğanı iyice yumuşayıncaya kadar kaynatın. Biraz soğuyunca temizlenecek yerlere bir bezle sürün.

16)BEZ PABUÇLARIN TEMİZLENMESİ ZOR OLUYORSA NE YAPMALI
Pabuçları bir yastık kılıfının içerisine koyun. Kılıfın ağzını kapayın ve çamaşır makinasında
Yıkayın. Yeni gibi olacaktır.

17)BİBERON NASIL TEMİZLENİR
Biberonun dibinde kalan süt ve mama kalıntılarını temizlemek için biberonun içine biraz kağıt havlu veya kağıt peçete atıp biraz su ilave edin ve çalkalayın. Sonuca şaşıracaksınız.

18)BİLGİSAYAR TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
Tüm fiş ve kablolar çekildikten sonra bilgisayar temizleme köpükleri veya temizlik deterjanları ile silinerek yapılmalıdır. Bilgisayar içerisine sıvı kaçmamasına dikkat etmeli ve temizlik bittikten yarım saat sonra çalıştırılmalıdır.

19)BÖCEK ÖLÜLERİ LEKE YAPMIŞSA
Beyaz çamaşırlar : Çamaşır suyuyla yıkayın.
Renkli Kumaşlar : Lekeyi ılık suyla ıslatın, sonra amonyaklı suyla fırçalayın.

20) BULAŞIĞIN DAHA TEMİZ OLMASI İÇİN
Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve temiz yıkandığını göreceksiniz.

21)BUZDOLABININ NEMİNİ ALMAK İÇİN NE YAPMALI
Buzdolabındaki nemi almak için , dolaba içi tuz dolu bir kap konulur.

22)BUZDOLABINIZDAKİ KÖTÜ KOKULARI NASIL ÖNLERSİNİZ
Buzdolabınızdaki yiyecekler zamanla hoş olmayan kokular yaratabilirler. Bunu önlemek için buzdolabınızın içine vanilyaya batırdığınız pamuk koyarsanız hem kötü kokuyu önlemiş hemde yiyeceklerinize zarar verebilecek kokuları yok etmiş olursunuz.

23)CAM KIRINTILARINI TEMİZLEMEK İÇİN NE YAPMALI
Cam kırıklarını temizlersiniz fakat kıymıkları göremezsiniz, bunu da temizlemek için ıslak pamuk kullanmanız yeterli olur.

24)CAM SİLERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ
Cam silerken silme suyuna tuz koyulduğunda daha kolay temizlenir ve daha temiz olur.

25)CAM ÜZERİNDEKİ BOYA LEKELERİ NASIL ÇIKARTILIR.
Eğer lekeler küçükse, bunları jiletle kazıyarak çıkartabilirsiniz.
Daha inatçı ve büyük boya lekelerini önce alkolle ıslatın, sonra jiletle kazıyın.



26)ÇAMAŞIRDAKİ PAS LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Lekenin üzerine limon damlatılıp ütülenir.

27)ÇAMAŞIRLARIN HOŞ KOKMASI İÇİN NE YAPMALI
Parfümü bitmiş küçük parfüm şişelerini atmaya kıyamıyorsanız onları çamaşır dolabınıza
koyun. Böylece çamaşırlarınızın hoş kokmasını sağlamış olursunuz.

28) ÇAY LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Pamuklu ve yünlülerde leke taze ise ılık suya batırılmış bir bezle ovulur.
Eskimiş ise ; İçine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçası ile silinir. Ilık
su ile çalkalanır

29)ÇAYDANLIKLARIN KÖTÜ KOKUSUNU GİDERMEK İÇİN NE YAPMALI
Uzunca bir süre kullanılmayan eski çaydanlıkların kötü kokusunu gidermek için içine bir
parça kesme şeker koyun.

30)ÇAYDANLIKTAKİ KİREÇ TORTUSU NASIL ÇIKARILIR
Çaydanlıktaki kireç tortusunu çıkarmak için 15 dakika kadar içerisinde sirke kaynatınız

31)ÇEKMECELERİN İÇERİSİNİ BOŞALTMADAN NASIL TEMİZLERİZ.
Elektrik süpürgesinin başına çorap geçirerek temizleyebiliriz.

32)ÇİKOLATA LEKESİ NASIL ÇIKAR
Lekeyi sabunlu soğuk suyla yıkayın ve gliserinli suyla silin.

33)ÇÖP KUTUSUNUN ETRAFA KOKU YAYMASINI NASIL ÖNLERİZ
Çöp kutunuzun içine bir miktar karbonat ya da kabartma tozu dökerseniz etrafa yaydığı kötü kokuyu önlemiş olursunuz.

34)DERİYİ NASIL PARLATIRIZ
Camsil deriyi parlatır.

35)DUVAR KAĞITLARI NASIL TEMİZLENİR
Duvar kağıtlarının tozdan arınması için yulaf ununa batırılmış bir fanila parçasıyla silmek yeterli gelecektir. Bu işlem sonucunda temizlenen yerler ayrıca leke tutmayacaktır.

36)DUVAR TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALI
Oda duvarını temizlemek daima can sıkıcı işler arasında yer alır. Üstelik bu işin püf noktaları bilinmiyorsa;
Odanın ortasına kaynar su dolu bir kap bırakın. Kapı ve pencereleri iyice kapatın. Meydana gelecek buhar duvarları nemlendireceğinden temizlik işiniz oldukça kolaylaşacaktır.
Mutfak duvarlarının temizliği için kullanacağınız sabunlu suya bolca tuz ilave edin. Böylece duvarlardaki yağ ve is lekelerini kolayca çıkartabilirsiniz.
Boyalı duvarlarınızı iyice yıkayıp kuruttuktan sonra , nişastalı suya batırdığınız süngerle silin. Böylelikle bir sonra ki temizlik işlemini kolaylaştırmış olursunuz.

37) ELDEKİ SOĞAN VE SARIMSAK KOKUSUNU ÇIKARMAK İÇİN
Ellerdeki soğan ve sarımsak kokusunu giderebilmek için yapılacak en iyi şey , haşlanmış
patatesle ovmaktır.

38)ELİNİZE UHU YAPIŞTIRICI BULAŞIRSA NE YAPMALI
Asetonla siliniz.

39)ETKİLİ TEMİZLİK İÇİN AYNI ZAMANDA ŞU HUSUSLARA DİKKAT EDİLMELİDİR

•Temizliğin süresi
•Temizliğin sıklığı
•Temizlik yöntemi
•Temizlik çözeltisinin sıcaklığı
•Çözeltinin kullanım süresi
•Kullanılan temizlik maddesinin cins ve miktarı
•Kullanılan araç ve gereçler


40)EZİLMİŞ HALILARA NE YAPMALI
Halılarınızın ezilmiş yerlerini düzeltmek için ıslak bir bezle ılık ütüyü bu ezilmiş yerlerin üzerinde gezdirin. Bu işlemi yaparken ütüyü çok fazla bastırmamaya çalışın. Ezilmiş olan kısımların dikleştiğini göreceksiniz. Gerekirse birazda fırçalayabilirsiniz.

41)FIRININIZA SİNMİŞ KÖTÜ KOKULARI NASIL YOK EDERİZ
Fırınınıza sinmiş kötü yemek kokuları için , yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına
yarısı sirke yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika için ısıtın, daha
sonra soğumaya bırakın.



43)GÖMLEK YAKASINDAKİ KİRLER NASIL ÇIKAR
Gömlek yakalarındaki kirleri çıkarmak için ,gömleği makinaya atmadan önce yaka kısmına
sabun sürüp 15 dakika bekletin.

44)GÖZLÜK CAMLARI NASIL TEMİZLENMELİ
Gliserinle silerseniz buğulanmadığını görürsünüz.

45)HALI TEMİZLİĞİNDE PÜF NOKTALAR
Halılar doğal ve yapay olmak üzere iki farklı elyaf türünden üretilirler. Halı kaplı alanların mümkün olduğunca kirlenmesinin önlenmesi ve koruyucu bakımının yapılması gerekmektedir. Halı nemden güneşten ve lifleri güvelerden korunmalıdır. Dışarıdan içeriye kir taşınmaması için dış girişlere pas pas konulmalıdır.
Halının günlük temizliği elektrik süpürgesiyle süpürülerek yapılır. Haftalık temizliği ise halı iyice süpürülüp tozu alındıktan sonra şampuanlanarak yapılır. Halı üzerindeki lekeler günü gününe ve mümkün olduğu kadar çabuk çıkarılmalıdır.Lekenin cinsine göre farklı temizlik maddeleri kullanılır.
Halıyı şampuanlamadan önce üzerindeki lekeler çıkarılır.Halının iyi temizlenmesi açısından bu önemlidir. Halıların yılda bir veya kirlenme durumuna göre birkaç kere yıkanarak temizlenmesi gerekmektedir.
Halıya ilk defa uygulanacak yıkama işlemine başlamadan önce halının yıkanmaya karşı dayanaklı olup olmadığı kontrol edilmelidir.Halı temizliğinde ve şampuanlanmasında kullanılan deterjanlar içerisinde ağartıcı ve optik parlatıcıların bulunmamasına ve az köpürmesine özen gösterilmelidir.Halılar şampuanlandıktan sonra su çekme makinesı ya da halı yıkama makinesı ile suları alınmalıdır. Çok kirli halıların temizlenmesinde püskürtme emme yöntemi kullanılmalıdır. Sıcak iklimli yerlerde halıların yünlü güveden korunması için temizleme işleminden sonra naftalinlenmesi gerekir. Halıların temizleme süreci kısaca şöyle açıklanabilir.Tabanı köpük ve lastik olanlar en kolay temizlenen halılardır. Tabanı jüt olanların jüt kısmı imalatı sırasında iyi yıkanmamışsa çekme yapar. Açık renkli halılarda bazen yer yer lekeler meydana gelebilir. Bunun nedeni ise orta kısma konan katranın çözülmesidir. Bu nedenle halı yıkanmadan önce köşesinden denenmelidir. Halılar elle veya makine ile temizlenebilir. Elle temizlik yıkama ve silme şeklinde uygulanır. Silme işleminde ilk olarak halının tozu elektrik süpürgesiyle alınır. Daha sonra ipek halı ise tüyleri yönünde ve yüzünden benzin , trikloretilen , perkroletilen gibi eriticilerden birisi ile silinir. Açık havada eritici tamamen uçuncaya kadar havalandırılır. İpek halıların temizliğinde su kullanılmamalıdır. Çünkü su halıların matlaşmasına ve tüylerinin yatmasına neden olur. Diğer elyaflardan yapılmış halıların temizliğinde ise şunlara dikkat edilir;
Önce elektrik süpürgesi ile tozları alınır. Bir kovanın içerisinde hazırlanan su ve halı şampuanı karışımı ile silinir. Silme için bez ve yumuşak fırça kullanılır. Duru su ile de silinerek şampuan veya deterjanın tamamen gitmesi sağlanır. Durulama suyuna sirke ilavesi yapılarak halının tüyleri parlatılır, halı kuruduktan sonra tekrar kullanıma alınır. Silme işlemi sırasında amonyak ve çamaşır suyu gibi malzemelerin kullanılması renkleri solduracağı için sakıncalıdır. El ile temizleme işlemi ise genellikle çok kirli halılara uygulanan bir işlemdir. Halıların elle yıkanması sırasında yapılan işlemler şunlardır;
Halıların süpürülerek tozları alınır.
Halının her tarafı su ile bolca ıslatılır.
Yumuşak bir fırça ile halının her tarafı ovulur.
Yeterince ovalanan halının suyu süngerle emdirilerek veya ıslak kuru bir elektrik süpürgesi ile alınır.
Saçak ve halı yıkamada ılık su kullanılması tercih edilir.
Saçaklar beyaz ise çamaşır suyu ile ağartılmalıdır.
Daha sonra kenarları üzerine ağırlık koyarak veya yüzey üzerine tutularak kurutulur.
Tersi durumunda halı kenarları kıvrılarak deforme olabilir.
Sıcak mevsimlerde kullanılmayan ve depolanan halıların naftalinlenmesi gerekir. Parça halılar bekletilmesi sırasında rulo yapılırsa daha iyi korunmuş olur. Duvardan duvara halıların sıcak havalarda güvelenmemeleri için silme sularına naftalin katılmalıdır.
Kilimlerin temizlikleri de halılarda olduğu gibi yapılmalıdır. Yıkama ve temizlemede klorlu bileşikler renkleri bozacağı için kullanılmaz.
Halı yıkamada halı yıkama makinesı, elektrikli süpürge, halı fırçası , deterjana ihtiyaç vardır. Halıların makine ile yıkanması sırasında dikkat edilecek konular şöyle sıralanabilir;
*Halı önce elektrik süpürge ile süpürülür, zeminde kalabilecek toz ve kirler yıkama sırasında halıya geçerek temizliği zorlaştırır.
*Halıların yıkanmasında halı yıkayıcı deterjan kullanılmalıdır.
*Halının kirlilik derecesine göre ¼ veya 1/20 oranında suyla karıştırılmış halı şampuanı katılır.
*Halı yıkama makinesının kirli su tankındaki köpüğün oluşmasını önlemek için köpük kesici kullanılır.
*Yıkama bittikten sonra halı havalandırılarak birkaç saat içinde kurutulmalıdır.Halı yıkama sırasında sadece köpükle yıkama yapan maddelerin dekullanılması söz konusu olabilmektedir.
Bu şekilde emme ünitelerine gerek yoktur.Köpük havalandırma sırasında uçtuğundan yerine temiz bir halı bırakmaktadır.
*Halıların temizliğinden önce lekeleri çıkartılmalıdır.Piyasada kumaş yüzeyler için üretilmiş çok çeşitli lekelerde etkili olabilecek sprey şeklindeki ürünlerden bu amaçla yararlanılabilmektedir.

46)HALI VE KİLİMLERİN KAYMASI NASIL ÖNLENİR
Serilen halı veya kilimin dört ayrı köşesine birer ince lastik veya köpük sünger parçası dikmek kafi gelecektir.

47)HALIDA KALAN MOBİLYA İZLERİNDEN NASIL KURTULURUZ
Mobilyaların yerlerini değiştirdiğinizde halıların üzerinde iz bırakır. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. İzden eser kalmadığını göreceksiniz.

48)HALIDAKİ SİGARA YANIKLARINDAN NASIL KURTULURSUNUZ
Halıdaki sigara yanıklarından kurtulmak için yanık yerler üzerinde zımpara kağıdıyla dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

49)HALILARIN PARLAK OLMASI İÇİN NE YAPMALIDIR
Halılarınızı halı şampuanıyla sildikten sonra durulama suyuna sirke katarak durulayın.

50)HAMUR İŞİNDEN SONRA TEZGAHI NASIL TEMİZLEMELİ Hamur işi yaptıktan sonra mutfak tezgahı ister istemez kirlenir, İşiniz bitince tezgahı kolayca temizlemek için bir miktar tuz serpin ve nemli bir bezle silin. Böylece tezgahınız kolayca temizlenecektir.
51)KADİFE GİYSİLERİN TEMİZLİĞİ HAKKINDA BİLGİ
Kirlenmiş koyu renk kadife elbise ve pantolonlarınızı tuzla temizleyebilirsiniz. Temiz bir fırçayı temiz ve kuru bir tuza batırarak giysinize kuvvetle sürün.Lekeler gidecek kullanılmaktan doğan parlaklık kaybolacaktır. Ayrıca eskiyipte parlayan pantolonlarınızdaki
Bu parlaklığı gidermek için ütü bezini sirkeli suyla ıslatın sonra çok sıcak suyla ütüleyin.
Parlaklığın tamamen kaybolduğunu göreceksiniz.

52)KAHVE LEKESİ NASIL ÇIKAR
Beyaz sabunu ılık suda köpürtün. Lekeli bölgeyi bu suyla yıkayıp durulayın.

53)KAHVERENGİ AYAKKABILARIN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALI
Rengini değiştirip siyaha boyamak isterseniz önce çiğ patatesle ovalayın, sonra siyah cila sürün.

54)KAPILARINIZI CİLA YAPARKEN
Cila olmasını istemediğiniz yerlere vazelin sürün, buralara cila taşarsa bile kuruyunca çok kolay çıkarabilirsiniz.

55)KAPTA BİRİKEN KİREÇ NASIL TEMİZLENİR
Su kaynattığınız kaptaki kireci temizlemeniz için kabın içine yumurta kabuklarını bırakıp kaynatın tertemiz olur.

56)KARBONATLA NELER YAPILIR
*Yanmış tencereyi kolayca temizlemek için , tencerenin dibini bir parmak suyla doldurun.
3 çorba kaşığı karbonat ekleyip 5 dakika kaynatın. Sonra tencereyi bulaşık deterjanıyla
yıkayın.
*2 Kaşık karbonatı 2 bardak sıcak suda eritin. Temiz bir bezi suya batırıp buzdolabının
içini silin. Karbonatlı sıcak su en inatçı kirleri hatta yüzeye yapışan yağları bile kolayca
çıkaracaktır.
* Rengi solan halıları karbonatlı suyla silerek canlandırabilirsiniz.
*Gümüş eşyaları karbonatlı suyla ovun. Ancak önce eşyanın iç tarafını ovup deneyin.

57)KİRLER
Kirler bakteri ve mikropların beslenmeleri için en iyi ortamı oluştururlar. Kir parçacıkları çoğunlukla mikroskobik büyüklüktedir. Katı, yarı katı ve sıvı halde bulunabilirler. Kirin materyal üzerine yapışması;kirin cinsine, kirin büyüklüğüne, ve zamana bağlıdır.

Görünüş ve sağlık bakımından istenmeyen ve zararlı olabilen kir çeşitleri 4 şekilde guruplandırılabilir.

1-Oluşumuna göre kirler
2-Görünüşüne göre kirler
3-Temizlenme şekillerine göre kirler
4-Kaynağına göre kirler

A-OLUŞUMUNA GÖRE KİRLER : Bu kir gurubunda kir maddesinin özelliği dikkate alınmaktadır. Buna göre kirler gevşek, yapışkan ve partikül şeklinde guruplandırılmaktadır.

Gevşek Kir

Gevşek kir her çeşit yüzeye yapışmayan kirdir.(Taş,Kum,Çakıl, gazete kırpıntıları, sigara izmariti, tahta talaşı gibi) Temizlenmesi kolay bir gurubu oluşturur. Temizliği için mop elektrikli süpürge ve el süpürgesinden yararlanılır.

Yapışkan Kir
Temiz yüzeylere yapışmış her çeşit elementlerdir. Bu tür kirler suda çözülebilen kirler(çamur,yiyecek,içecek gibi) ve çözücüde çözülebilen kirlerdir.(yağ motor yağı, tebeşir gibi) Kimyasal temizlik ve ıslak temizlikle giderilmesi mümkün olan kirlerdir.

B- GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE KİRLER : Burada kirli maddenin dışarıdan görünüşüne göre yapılan bir guruplama söz konusudur. Bu guruptaki kirlere toz leke ve pas örnek olarak verilebilir.

TOZ
Havada serbest olarak yüzen kuru kirdir. Her tip yüzeye konarak açığa çıkar, yüzeylerin mat ve kötü görünmesine , kötü kokmasına neden olur. Tozlar,sıvı, buhar ve yağ ile temas ederse yüzeylere yapışırlar. Kısa periyotlarla tozların silinmesi gereklidir.

58)KOYU RENK AYAKKABILAR
Üzerlerindeki lekeleri alkole batırılmış bezle silin. Lekeler yok olacağı gibi ayakkabılarınız pırıl pırıl olacaktır.

59)KRİSTALLERİN PARLAMASI İÇİN NE YAPMALI
Kristallerin ışıl ışıl parlaması için yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın.
Bu işlem kristalleri parlatacaktır.

60)KUMAŞ ÜZERİNDEKİ BOYA LEKELERİ
Leke henüz oluşmuşsa , yani tazeyse en etkili temizleyici madde terebentindir.
Leke kurumuşsa sabunlu suyla yıkayın ve birkaç saat bu suda bırakın. Boya iyice yumuşayınca bir bıçakla kazıyın, sonra terebentinle silin.

61) KUMAŞTA LEKE ÇIKARICI İZİ KALMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Bir kumaşı benzin ya da başka bir leke çıkarıcı ile silmeden önce oldukça tuzlu bir suyla
silerseniz leke çıkarıcı iz bırakmaz.

62)KÜÇÜK YANIKLAR İÇİN NE YAPMALI
Küçük yanıklar için ; Temiz bir süngeri hafifçe ıslatın buzdolabınızın derin dondurucu bölümüne koyun . Yanmış yerin üzerine hafif hafif kompres yapın.

63)LAVABOYU NASIL TEMİZLEMELİ
Lavaboyu temizlerken tuzla bastırarak silince hem iyi temizler , hemde kokuları giderir.

64)LEKE ÇIKARMA SANATI
Yünlü pamuklu ipekli kumaşlar için elinizin altında sihirli leke çıkarıcıyı biliyormusunuz.
Kuru fasulyanın haşlama suyu, içine tuz katılmadığı taktirde mükemmel bir temizleyicidir.

65)LEKELER
Leke yiyeceklerin suyun herhangi bir sıvı veya boyanın dökülmesiyle yüzeyin renginin değişmesidir.Kimyasal çözücülerle emici tozlarla , ağartıcılarla sabun ve su ile sentetik deterjanlarla asit alkali veya yağ çözücülerle çıkarılabilirler. Eskimiş lekeler her zaman çözülmeyebilirler. Fakat lekenin yeni olduğu biliniyorsa şu yol takip edilmelidir;

•Emmesi için pudra
•Çözmesi için çözücü deterjan
•Asit veya alkali ile lekeyi çıkarmak gerekir.

66)LİMON LEKESİ NASIL ÇIKAR
Mutfak tezgahınız mermer ise kola, sirke, kesilmiş limon , portakal ya da soğan gibi asit içeren her şeyi tezgahtan uzak tutmalısınız. İnatçı lekeler varsa amonyaklı suyla silip durulayın.

67)MAKAS VE BIÇAKLARDAKİ PAS LEKESİNİ NASIL ÇIKARIRIZ
Makas ve bıçaklardaki pas lekesini en iyi çıkarma yöntemi gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın.

68)MANGAL IZGARANIZIN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
Mangal ızgaranızı temizlemek zordur. Ilıkken camsille temizleyin veya ılıkken nemli gazete kağıdına sarın bir müddet sonra sertleşmiş artıkların yumuşadığını göreceksiniz.

69)MEYVE LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
3 Çay kaşığı karbonatı 1 fincan soğuk suda eriyinceye kadar karıştırın ve lekeli bölgeye sürün.

70)MEYVE SUYU LEKESİ NASIL ÇIKAR
Örtünüze veya elbisenize meyve suyu döküldüyse hemen tuz serpin, ilk yıkamada çıkacaktır.

71)MUM LEKELERİNİ ÇIKARMAK İÇİN
Masanızın üzerine damlayan mumları çıkarmak için lekenin üzerine neft döküp 5 dakika
bekleyin, sonra nemli bir bezle siliniz.

72)MUSLUKLARI DAHA İYİ NASIL TEMİZLERİZ
Musluklarınızı temizlemek için bez yerine eski bir naylon çorabı tercih edin, sonuç daha
mükemmel olacaktır.

73)MUTFAK DUVARLARININ TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR
Mutfak duvarları için kullanacağınız suya bolca tuz ilave edin, böylece duvarlardaki yağ ve is lekelerini kolayca çıkarabilirsiniz.

74)MUTFAK EŞYALARININ ETİKETLERİNİ YOK ETMEK İÇİN
Mutfak eşyalarının üzerindeki etiket izlerini yok etmek için üzerlerine mobilya cilası serpip yumuşak bir bezle silin.

75)ODANIZIN MİS GİBİ KOKMASINI İSTERSENİZ
Ampulün üzerine biraz parfümünüzden sıkınız , ampul yandığında mis gibi kokacaktır.

77)PAMUKLU GİYSİLERİN ÇEKMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
İlk yıkamada bir gece soğuk suyun içerisinde bekletin, sonra yıkayın çekmeyecektir.

78)PANCAR LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Bir ekmek parçasını suyla ıslatın, düz bir yere yerleştirin ve örtünün lekeli kısmını ekmek parçasının üzerine koyun ve yine ıslatılmış bir ekmek parçasını üzerine yerleştirin. Ekmekler lekeyi emecektir.

79) PARLAKLIĞINI KAYBEDEN ÇELİK TENCERELER NASIL PARLATILIR
Parlaklığını kaybeden çelik tencereler ısıtılmış sirke ile ovulup sonra iyice durulanır, ve bir
bez parçasıyla parlatırsanız tencereniz pırıl pırıl olur.

80)PARLAKLIĞINI YİTİRMİŞ SÜRAHİYE NE YAPILMALI
Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski parlaklığını kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış
gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak su doldurup sıkı sıkı sallayın.

81)PARLAYAN KUMAŞLARA NE YAPILMALI
Etek ve pantolonlarınızda parlaklıklar oluşuyorsa bu kısımları yeni kesilmiş bir patatesle iyice ovalayın kuruduktan sonra fırçalayabilirsiniz. Parlaklıktan eser kalmaz.

82)PARMAK İZLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
Duvarın boyasına zarar vermeden parmak izlerinden kurtulmak mümkündür. İzleri kesilmiş patates parçasıyla ovunuz.
Parafine buladığınız bir bezle silerseniz parmak izlerinin çıktıklarını görürsünüz.

83)PASLANMA
Hava su ve yiyeceklerin yüzeyler (genellikle metaller)arasındaki kimyasal işlem sonucu meydana gelen bir tabaka veya lekedir. Metale bağlı olarak renk değiştirir. Demir rengi kahverengi, bakır rengi yeşil, gümüş, altın aliminyum rengi siyah renktir. Paslanmalar uygun bir asitle veya ovucu tozla ovmakla çıkarılabilir.

C-TEMİZLENME ŞEKİLLERİNE GÖRE KİRLER

Bu guruplandırmada ise kirlerin yüzeylerden uzaklaştırılmalarında kullanılan yöntem esas alınmaktadır. Bu kritere göre oluşan kirler şunlardır;

SU İLE TEMİZLENEN KİRLER
Bu kir gurubunda suyla yıkanarak ya da silinerek temizlenen kaba kir şeker yağ tuz kan ve nişasta türü kirler bulunur.Kirlerin önemli bir kısmı bu gurupta yer alır.Kiri oluşturan maddelerin çoğu iyi bir yıkama işleminde su yıkama maddesi ısı ve mekanik hareketin etkisiyle büyük oranda temizlenir.

AĞARTILABİLEN KİRLER

Ağartılarak temizlenen boyar maddeli kirlerdir. Meyve çay kahve şarap kola yemek sosu gibi kirler bu guruba örnek olarak verilebilir. Boyar maddelerin okside edilerek parçalanması sonucu lekelerin beyazlatılmasıyla temizlenmiş olur.

ASİTLERLE ÇIKAN KİRLER

Pas kireç metal lekeleri gibi asit temizleyicilerle çıkan kir gurubudur. Yerleşmiş kalsiyum ve magnezyum tuzlarının diğer maddelerle birleşmesinden oluşur. Bunların temizlenmesi ise çamaşır elyafına zarar vermeyecek asidik maddelerle yapılan özel yıkama işlemi ile giderilir.

SOLVENTLERLE ÇIKAN KİRLER

Makine yağları mumlar, kozmetik boya gibi kirler eritilerek çıkartılabilecek kirlerdir. Bu kirler su ve yıkama maddeleriyle çözülmeyen kirlerdir. Bunların giderilmesinde perkloretilen , trikloretilen , florakarbon, ve ağır benzin gibi maddeler kullanılır. Bu temizlik maddelerinin kapalı mekanlarda kullanılması sakıncalıdır.

ÖZEL LEKE ÇIKARTMA İŞLEMİ GEREKTİREN KİRLER
Bu guruba giren kirler yıkama ağartma ve yardımcı yıkama maddeleri ve solventlerle çözülmeyen leke türü kirler olup ayrı bir uzmanlık dalı olan özel leke çıkartma işlemini gerektirir. Bu guruba tükenmez kalem ayakkabı boyası ruj lekesi örnek olarak verilebilir.

C-KAYNAĞINA GÖRE KİRLER
Burada kirlerin geldikleri kaynak dikkate alınarak guruplama yapılmaktadır. Bu kritere göre guruplanan kirler şunlardır;
*Vücuttan kaynaklanan kirler(deri hücreleri,ter,cilt yağları)
*Çevreden atmosferden gelen kirler (toz is yakıt artıkları , yemek artıkları)
*İşyeri koşullarından kaynaklanan kirler(hastane,ilaç,kan,yağ,meyve ,çay,şarap)

GÜNÜMÜZDE SIKÇA KARŞIMIZA ÇIKAN KİR TİPLERİ ŞUNLARDIR;
*Çay,Kahve,Meyve suyu,mürekkep,yağ gibi lekeler, deterjanlı (alkali) bir solüsyonla yüzeyden uzaklaştırılabilir.
*Boya (sentetik) madeni yağ gibi lekeler, yüzeye zarar vermeden solvent yardımıyla çıkartılabilir. Fakat solvent çevre sağlığına zararlı olduğu için mekanik ovma maddeleri ile temizlik yapılabilir.
*Kireç pas gibi reaksiyon sonucu meydana gelmiş leke ve tortular ancak asidik solüsyonlarla ortamdan uzaklaştırılır.
*Küf mantar bakteri ve mikroorganizmaları ortam ve yüzeylerden uzaklaştırıp yok etmek ancak dezenfektan solüsyonlarla mümkün olmaktadır.

84)PVC PENCERELERİN TEMİZLİK VE BAKIMI NASIL YAPILIR
Bazı penlerde koruyucu bandın uzun süre güneşe maruz kalması nedeniyle profil yüzeye kaynadığı görülmektedir. Bu durumu ortadan kaldırmak için bantları serin havada çıkarmak gerekir, aksi halde 55 dereceye kadar ısıtılmış ince bir yağın bant yüzeyine sürülerek 4-5 saat bekletilip sonra çıkartılması daha uygun olacaktır.
PVC sistemleri çözücü veya ağartıcılarla temizlenmemelidir..

85)RENKLİ GÖMLEKLERİN CANLI OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Renkli gömlekler yıkanmadan önce iki saat sirkeli suda bırakılırsa renkleri canlı olur.

86)RUGAN AYAKKABILAR
Çatlamalarını önlemek için zeytinyağı veya vazelin sürün. Sıcaklık çatlamalarına neden olacağı için serin yerde saklayın.

87)SARARMIŞ MERMERLER NASIL TEMİZLENİR
Mermerin can düşmanı sıcak ütü, tencere gibi eşyanın üstüne konmasıdır. Sararmış mermerler için en iyi beyazlatma yolu bol tuzlu limon suyuyla ovmaktır. Sözünü ettiğimiz eriyikle ovulan mermer durulanıp pamuklu bir bezle parlatılırsa ilk günkü haline dönecektir.

88)SARIMSAK KOKUSU NASIL GİDERİLİR
Sarımsak yedikten sonra birkaç maydonoz yaprağı çiğnemek kokuyu alır, eldeki sarımsak
kokusunu gidermek için ise ellerinizi limon suyu ile ovalamanız gerekmektedir.

89)SATIN ALDIĞINIZ PLASTİK VE CAM EŞYALARIN ETİKETLERİ ÇIKMIYORSA NE YAPMALI
Etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin . Bir bez ile ovalayıp yıkayın. Üzerinde hiçbir leke ve çizilme oluşmayacaktır.

90)SİRKEYLE NELER YAPILABİLİR
Sirke her türlü temizlikte yardımcıdır.
*Ellerinizdeki meyve lekelerini çıkarır.
*Ütüyü kireçten arındırır.
*Renkli çamaşırların rengini korur.
*İnatçı lekeleri çıkarır.
*Giysilerdeki sigara lekesini yok eder.
*Cildi temizler.
*Pas lekelerini giderir.
*Formika yüzeyleri parlatır.
*Bakır eşyaları parlatır.
*Mutfak dolapları ve buzdolabını temizleyip dezenfekte eder.

91)SPOR AYAKKABILAR
Benzine batırılmış , eski diş fırçasıyla temizleyin.

92)SÜET AYAKKABILAR
Süet ayakkabıların dökülen tüylerini kabartmak için onları su buharına tutun. Sakın ıslak iken fırçalamayın. İyice kuruyunca tel fırçayla fırçalayın.

93)SÜRAHİNİN DİBİ KİR TUTMUŞ İSE NE YAPMALI
Sürahinizin dibi kir tutmuş ise , içine bir avuç tuz ile sirke koyup çalkalayınız, tertemiz
olacaktır.

94)SÜT ŞİŞELERİNİN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALI
Süt şişelerinin dibini temizlemek için tuz ve sirke karışımını şişeye ilave edip iyice
karıştırınız.

95)ŞARAP LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Oksijenli suyla tampon yapın ya da lekenin üzerini örtecek şekilde tuz serpin ve bir süre bekletin, daha sonra yıkayın.

96)TAZE CEVİZ LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Taze ceviz lekesini çıkarmak için eller önce bir iki dakika sirkeye batırılmış bir pamukla
ovulur, sonra soğuk suyla ovulur ve yıkanır.

97)TEFLON TAVADA OLUŞAN LEKELER İÇİN NE YAPMALI
Teflon tavanızda oluşan lekeleri temizlemek için bir bardak suya iki çorba kaşığı karbonat
ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Bunu tavanızın içine dökün 10 dakika kaynatın.

98)TEMİZLİK MADDELERİ
ÇÖZÜCÜLER : Soda , Su, Benzin, Gazyağı, Alkol
TEMİZLEYİCİLER : Sabun ve sentetik temizleyiciler (deterjan)
OĞUCULAR VE EMİCİLER : Tuz, Ovucu tozlar, Talk pudrası vb.
ALKALİLER : Amonyak, Karbonat, Soda vb.
ASİTLER : Limon suyu, Sirke, Okzalik asit, Tartarik asit, Tuz ruhu
AĞARTICI VE DEZENFEKTANLAR : Hidrojen peroksit,(oksijenli su), Klorlu ağartıcılar (çamaşır suyu), naftalin vb.

99)TEMİZLİK NEDİR
Genel temizliğin bilinen 4 ana amacı vardır.
*Yaşanabilir temiz ortamlar yaratmak.
*Mekanları her zaman kullanıma hazır hale getirmek
*Ortamdaki yüzeylerin , kaplamaların ömrünü uzatmak ve korumak
*Mikroorganizmalardan arındırılmış güvenli hijyenik bir ortam yaratmak, bulaşıcı hastalık ve benzerlerinin yayılmasını önlemek, bakteri ve mikroorganizmaların transfer riskini sıfıra indirmek.
Bir alana tam olarak temiz denilebilmesi için görünen kirlerin yanı sıra görünmeyen kirlerin de yok edilmesi gerekir.
TEMİZLİK 5 Ana gurupta incelenebilir;
*Fiziksel temizlik; Yüzeylerin toz,çöp, döküntü vb. görünen kirlerden arınması.
*Kimyasal temizlik ;Yüzeylerin temizlenmesi amacıyla çeşitli kimyasal maddelerin kullanılması.
*Bakteriyolojik temizlik;Gözle görülmeyen hastalık yapabilen çeşitli patojen mikroorganizmaların yüzeylerden temizlenmesi.
*Osmolojik temizlik; Ortamda kokuya neden olan, görünen ve görünmeyen kirliliklerin giderilmesi,
*Entomolojik temizlik; Ortamda haşere olmaması için yapılan temizlik ve kontrol.

100)TER LEKESİ NASIL ÇIKAR
Koltuk altlarında oluşan lekeyi beyaz şaraba batırılmış bezle silin
101)TOZ BEZLERİ
Eğer toz bezleri sildiğiniz yüzeye toz bırakıyorsa her toz alışınızdan sonra durulama suyuna bir miktar gliserin koyun . Bir daha ki sefe toz beziniz toz bırakmayacaktır.

102)TUTKAL LEKESİ NASIL ÇIKARILIR
Tutkal lekelerinizi çıkarmak için sirke ile ıslatıp bol su ile durulamalıdır.

103)TÜL PERDENİZİ NASIL YIKAMALISINIZ
Tül perdenizi asla sıcak suda yıkamayın. Çamaşır makinanızın perde veya (hassas kumaş)
proğramını kullanın.

104)ÜST ÜSTE KONULAN BARDAKLAR ÇIKMIYORSA NE YAPMALI
Üst üste koyduğunuz bardaklar yapışıp çıkmıyorsa bir leğenin içerisine koyun. Üstteki bardağın içerisine buz koyup leğenin içerisine yavaş yavaş sıcak su koyun. Bardakların kolayca çıktığını göreceksiniz.

105)ÜTÜ ALTLARI NASIL TEMİZLENİR
Ütünüzün altının pırıl pırıl olmasını istiyorsanız temiz bir kağıt parçası ve biraz diş macunuyla bunu sağlayabilirsiniz. Kağıdı ıslatıp ütünüzün altını silerseniz yanlarınıda birazcık diş macunuyla ovun, sonra kuru bir kağıtla kurulayıp parlatın.

106)ÜTÜ YAPMAYI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN NE YAPMALI
Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve süreyi azaltmak için ütü masasının kılıfının altına aliminyum folyo koyun. Sıcağı geri yansıtacağından ütü yapmak daha kolay olacaktır.

107)ÜTÜDE SARARAN ELBİSELERE NE YAPMALI
Ütüde sararan elbise hemen oksijenli suyla silinirse sararan yerler kaybolur
108)VERNİKLİ AYAKKABILAR
Süt ve limon suyu en tesirli temizlik maddesidir.

109)YAĞLI ŞİŞELER NASIL TEMİZLENİR
Daha önce içerisinde yağ durmuş olan şişeleri temizlemek için içerisinde sirke ile parça halinde kaya tuzu atılmalı iyice sallanmalıdır, şişelerin pırıl pırıl olduğu görülecektir.

110)YENİ ALDIĞINIZ KAZAĞIN TÜYLENMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
Yeni aldığınız kazağın tüylenmemesi için bir naylon torbaya koyarak 24 saat buzdolabının buzluğunda bekletin, tüylenmesi önlenir.

111)YUMURTA LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN NE YAPMALI
Önce soğuk suda bekletmeli, sonra ılık sabunlu suda yıkamalısınız.

112)ZEYTİNYAĞI LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN
Zeytinyağı lekesini çıkarırken bir lokma ekmek içi yuvarlanıp lekenin üzerine
gezdirilmelidir.

113)KEK KALIPTAN ÇIKMIYORSA NE YAPMALI
Pişirdiğiniz kek kalıptan çıkmıyorsa, kabın altına ıslak bir bez yayarak biraz bekletin.

114)BAKLİYATLARINIZIN BÖCEKLENMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
Her türlü bakliyatın böceklenmemesi için muhafaza ettiğiniz kavanoz ya da bez torbanın içerisine 1-2 diş sarımsak ilave ediniz.

115)BALIĞI PİŞİRİRKEN RENGİNİN GÜZEL OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Balık kızartma yağının içine kırmızı biber serperseniz bu balığa değişik bir lezzet verir ve ayrıca balığın rengi çok güzel ve parlak olur.

116)BALIĞI RAHAT KIZARTMAK İÇİN
Balığı kızartma yapacaksanız temizleyip iyice yıkayın. Kağıt havlu ile kurulayın.Balık ıslak olursa yumurta ve una bulamakta zorluk çekersiniz. Üstelik kızartma işleminiz zorlaşır.

117)BALIK ÇORBASI YAPARKEN NELERE DİKKAT ETMELİDİR
Balık çorbası yaparken , suyunun daha lezzetli olması için balıkları en az 45-60 derecede kaynatın. Baş ve kuyruk kısımlarının en lezzetli yerler olduğunu unutmayınız.

118)BALIK KOKAN TAVA NASIL TEMİZLENİR
Limonla bir güzel ovalayın ve yıkayın.

119)BALIK KOKUSUNU ÇIKARMAK İÇİN NE YAPMALI
Yıkama suyunun içerisine bolca kahve telvesi atınız, sonra bolca durulayınız.

120)BALIN SAF OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ
Baldan bir kaşık alıp soğuk suda ezin. Su beyazlaşacak olursa içinde un veya nişasta var demektir.





121)BAYAT EKMEKLERİ NASIL DEĞERLENDİRİRİZ
Bayat ekmeği ince ince dilimleyip üzerine sütü gezdirin ve kızgın yağda kızartın. Servis tabağına ekmek dilimlerini alıp üzerine dilimlenmiş domates ve rendelenmiş peynir serpiştirip sıcak olarak servis yapın.

122)BİSKÜVİLER YUMUŞAMIŞ İSE NE YAPMALI
Bisküviler yumuşamış ise onları birkaç dakika fırınlamak gerekir

123)BİSKÜVİNİN TAZE KALMASI İÇİN NE YAPMALI
Bisküvi kutusuna ekleyeceğiniz 1-2 kesme şekerle bisküvilerin uzun süre taze kalmasını sağlayabilirsiniz.

124)BÖREĞİN KIVAMINDA PİŞMESİ İÇİN
Hazırladığınız yufkalı böreğin kıvamında pişmesini istiyorsanız , fırına koymadan önce keskin bir bıçakla iri dilimler halinde kesin ve oda ısısında en az yarım saat bekletin.

125)BÖREĞİN LEZZETİNİ ARTTIRMAK İÇİN
Tepside yufka böreği hazırlarken , daha leziz ve kıvamında olmasını istiyorsanız, böreği hazırlayıp pişirmeden önce buzdolabında birkaç saat bekletin.

126)BÖREĞİN ÜZERİNİN KIZARMASI İÇİN NE YAPILIR
Böreğin üzerinin kızarması için üzerine yumurta sürülür, evde yumurta kalmamışsa biraz
yoğurdu bir yemek kaşığı yağla karıştırıp sürün, güzel bir renk aldığını göreceksiniz.

127)CEVİZLERİN KABUKLARINI KOLAYCA AÇABİLMEK İÇİN NE YAPMALI
Onları bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. Böylece içleri de dağılmayacaktır.

128)ÇATLAYAN YUMURTALARI NASIL KAYNATIRIZ
Çatlayan yumurtaları aliminyum folyoya sararak kaynatabiliriz.

129)ÇAY NASIL İYİ DEMLENİR
Çayı demledikten sonra en fazla 10 dakika daha kısık ateşte bırakın. Çünkü demlenen çay uzun süre kaynarsa içindeki bazı maddelerin oranı değişir ve çayın tadı bozulur.

130)DOMATES SALÇANIZ ÇOK EKŞİ İSE NE YAPMALI
Domates salçanız çok ekşi ise içerisine bir havuç rendeleyin. Havuç salçanızı tatlandıracaktır.

131)DOMATESİ KOLAY SOYMAK İÇİN NE YAPMALI
Bıçağın sırtıyla kabuklar soyulacak yönün tersine sürtülür, veya kaynar suda bir dakika
bekletilir.

132)DONDURULAN BUZUN PARLAK OLMASI İÇİN NE YAPILMALI Buz dondururken; suyu kaynatın soğuyunca buz kalıplarına koyup dondurun. Buzlar daha canlı kristal gibi görünür. Kaynamış suda oksijen azalır, bu da buzun mat görünmemesini sağlar.

133)EKMEĞİNİZ KÜFLENİYORSA NE YAPMALI
Ekmek dolabını 15 günde bir sirkeli suyla silmek yeterlidir.

134)ETİN YUMUŞAK OLMASINI İSİTYORSANIZ
Etin yumuşacık olmasını istiyorsanız, eti pişirmeden önce limon suyuna bulayıp bekletin. Birkaç damla limon suyu ile et daha yumuşak ve lezzetli olur, daha çabuk pişer , bir diğer yol ise eti yoğurtla karıştırmak.

135)FIRINDA PATATESİN DAHA KOLAY PİŞMESİ İÇİN NE YAPMALI
Fırında patates yapmadan önce 10-15 dakika haşlayın ve çatal ile delin, daha kolay
pişecektir.

136)FIRINDA TAVUĞUN DAHA İYİ KIZARMASI İÇİN NE YAPMALI
Fırında tavuk kızartacağınız zaman bir limonu ikiye bölün, yarısını tavuğun üzerine
bastırarak sürün, diğer yarısını ise tavuğun içerisine yerleştirin, tavuğunuz nar gibi
kızaracaktır.
Ayrıca 2 çorba kaşığı yoğurdu , sulandırılmış bir çorba kaşığı salçayı ve birazda
zeytinyağını derin bir kabın içerisinde karıştırın. Fırına koymadan önce tavuğun her
tarafına sürün .Çok daha lezzetli olacaktır.

137)KABARIK OMLET YAPMAK İÇİN NE YAPMALI
Kabarık omlet yapmak istiyorsanız , bir çorba kaşığı suyun içerisine bir çay kaşığı mısır
unu karıştırın. Hazırladığınız karışımı yumurtaya ilave edin. Böylece kabarık bir omlet
yapmış olacaksınız

138)KARNABAHAR NASIL BEYAZ OLUR
Karnıbaharı pişirmeden yarım saat önce tuzlu soğuk suda bekletirseniz kar gibi beyaz kalır.

139)KARNIBAHAR PİŞİRİRKEN ÇIKAN KOKUYU NASIL YOK EDERİZ
Karnıbahar pişirirken eve yayılan kokudan kurtulmak için pişirme suyuna bir parça tuz ve
iki kaşık sirke ilave edip suyun üzerinde köpük oluşumunu bekledikten sonra , içine
sebzeleri atmayı deneyin. Evi saran kötü kokudan eser kalmadığını göreceksiniz.

140)KAYNAYAN SÜTÜN DİBİNE YAPIŞMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Sütü ocağa koymadan tencere soğuk suyla çalkalanırsa süt kaynarken dibine tutmaz.

141)KEBAPIN LEZZETLİ OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Kebap yapmak üzere aldığınız etin lezzetli pişmesini istiyorsanız doğradıktan sonra üzerine pişmiş süt dökün, bir süre beklettikten sonra yemeğinizi yapın.



142)KEKİ KOLAY ÇIKARMAK İÇİN NE YAPMALI
Kek kalıbınızın içerisine hamurunuzu dökmeden önce ortasına bir şerit aliminyum folyo
koyun. Böylece kekinizi pişirdikten sonra kolayca çıkartabilirsiniz.

143)KEKİN ÇÖKMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
Hazırladığınız kekin fırında pişirirken çökmemesi için hamuru kalıbıyla birlikte fırına
koymadan önce 20 dakika kadar dinlendirin.

144)KEKİN ORTASINA MALZEME KOYMAK İÇİN NE YAPMALI
Hazırladığınız kekin ortasına malzeme koyacağınız zaman bıçak ile kesmenize gerek yok ,
dikiş ipliğini kekin etrafına gerip dikkatlice çektiğiniz zaman düzgün bir şekilde kesildiğini
göreceksiniz.

145)KEREVİZ PİŞİRİRKEN KOKUSUNU NASIL ALIRIZ
Kereviz pişirirken kokusunu almak için içine biraz lahana turşusu koyun. Turşu kerevizin kokusunu alacaktır.

146)KESİLMİŞ LİMON NASIL SAKLANIR
Küçük bir tabağa toz şeker serpin , kesik tarafı şekerin üzerine gelecek şekilde koyun 2 hafta limon kurumadan saklanır.

147)KIZARTMA KOKUSUNU YOK ETMEK İÇİN NE YAPMALI
Mutfağınıza sinmiş kızartma kokusunu yok etmek için ızgaranın üzerine defne yaprağı ,
adaçayı yaprağı ve kekik yaprağı koyun.

148) KIZARTMA KOKUSUNUN EVE YAYILMASINI ÖNLEMEK İÇİN NE
YAPMALI
Kızartma kokusunun tüm eve yayılmasını önlemek için yağın içerisine 1-2 dal maydonoz
atın.

149)KIZARTMA YAPARKEN YAĞIN SIÇRAMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Kızartma yaparken yağın sıçramaması için bir tutam tuz atmanız yeterlidir.

150)KIZARTMANIN TAVAYA YAPIŞMASINI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI
Yeni bir tava satın aldığınızda ilk önce içinde bir miktar sirke kaynatın. Bu işlem ilerde
kızartmalarınızın tavaya yapışmasını önleyecektir
151)KİVİLER ÇOK SERT İSE NE YAPMALI
Satın aldığınız kiviler çok sert ve ham ise gece boyunca plastik bir torba içerisinde elma ve
armutla saklayın.

152)KONSERVE AÇILDIKTAN SONRA NE YAPMALI
Konserve açıldıktan sonra cam kavanozda saklanırsa daha dayanıklı olur.

153)KURU FASULYALARI DAĞILMADAN PİŞİRMEK İÇİN NE YAPMALI
Kuru fasulyaları dağılmadan pişirmek istiyorsanız tuzu ve salçayı ya da domatesleri fasulyalar yarı piştikten sonra koyun.

154)KURU FASULYANIN İYİ PİŞMESİ İÇİN
Kuru fasulya, kuru barbunya, nohut gibi bakliyatın iyi pişmesi ve gazının çıkması için pişirmeden bir gece önce ılık suyla ıslatıp bekletin. Ertesi gün suyunu değiştirip 1 çay kaşığı kimyon ilave edip haşlayın.

155)KURU SOĞANLARI NASIL KORURUZ
Kuru soğanları kese kağıdına sardıktan sonra buzdolabının sebze bölümünde muhafaza
ederseniz çürüyüp bozulmasını önlemiş olursunuz.

156)KUŞ ÜZÜMLERİNİ AYIKLAMAK İÇİN NE YAPMALIKuş üzümlerini ayıklamak için onları bir avuç unla ovuşturunuz ve kalın delikli bir süzgece atınız. Unla beraber çöplerde düşer.



157)LAHANA PİŞİRİRKEN KOKUSUNU NASIL YOK EDERİZ.
Bunu önlemek için lahanayı pişireceğiniz tencerenin içine biraz ekmek içi koymak yeterlidir. Yemeğe karışmaması için ekmek içlerini küçük temiz bir torba içinde koymanız , sonra alıp atmanız da size büyük kolaylık sağlayacaktır.

158)LİMONDAN DAHA FAZLA SU ELDE ETMEK İÇİN NE YAPMALI
Limonu fazla sıcak olmayan bir fırında birkaç dakika bekletin.

159)MANTARIN KARARMASI NASIL ÖNLENİR
Mantar sotelenirken tencerenin kapağı açık olursa hem mantarların suyunu vermesi hem de kararması önlenir

160)MANTARLARIN DAHA LEZZETLİ OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Mantarların daha lezzetli olması için pişirmeden önce üzerlerine biraz tuz ve limon suyu
koyun. 5 dakika bekletin , daha sonra pişirin.

161)MAYDONOZ VE DEREOTU NASIL SAKLANIR
Maydonoz ve dereotunu bozulmadan saklayabilmek için yıkayıp, kağıt havlu üzerinde süzülmeye bırakın. Cam bir kavanoza koyup kapağı kapalı olarak buzdolabında bekletebilirsiniz.

162)MEYVELERİNİZİN TAZE KALMASI İÇİN NE YAPMALI
Meyvelerin arasına serpiştireceğiniz herhangi bir türden yapraklar onları uzun süre taze
tutacaktır.

163)MISIR HAŞLARKEN DAHA LEZZETLİ OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Mısır haşlarken daha lezzetli olması için içerisine bir tatlı kaşığı şeker atın.

164)NASIL ELMA SİRKESİ YAPABİLİRİZ
Soyulmuş elma kabuklarını atmayın.Bir kavanoza koyun, üzerini kapatacak kadar kaynatıp soğuttuğunuz suyu ilave edin. 2 tatlı kaşığı toz şeker koyun.Ağzını kapattıktan sonra ılık bir yerde bir süre bekletin. Sirkeniz olunca süzerek kullanın. Bu sirke midenize zarar vermez.

165)OMLETİN TAVAYA YAPIŞMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Hazırladığınız omletin tavaya yapışmaması için , önce tavayı ocağa koyup iyice ısıtın ,
sonra yağı döküp kızdırın, daha sonra karışımı tavaya alın ve ocağın altını kısın.

166)PASTALARIN GEVREK OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Pastaların daha gevrek olması için hamurun içerisine bir çay kaşığı tuz atın.(Tatlı-Tuzlu fark etmez.)

167)PASTANIZ İÇİN PUDRA ŞEKERİ GEREKİYORSA NE YAPMALI
Temiz iki kağıt arasına toz şekeri koyun. Isıttığınız ütüyü bu kağıdın üzerinde şekerler un haline gelene kadar gezdirin. Pudra şekeriniz hazır olacaktır.

168)PATATES PİŞİRİRKEN NE YAPMALI
Patates pişirirken suyuna bir kaşık sirke konursa hem rengi sarı kalır hem de daha lezzetli olur.



169)PATATESİN FİLİZLENMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI
Büyük miktarda patatesiniz varsa torbanın içerisine bir adet elma koyun . 8 hafta boyunca
filizlenmesini ve büzüşmesini önler.

170)PEYNİRİ KOLAY RENDELEMEK İÇİN NE YAPMALI
15 dakika buzlukta bekletmek yeterli olacaktır.

171)PİLAVIN DAHA LEZZETLİ OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Patlıcan kabuklarını soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinyağı konmuş suda bir süre
haşlayın. Daha sonra istediğiniz küçüklükte dilimleyin ve pilav yaparken içine karıştırın.

172)PİLAVIN TANE TANE OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Pişireceğiniz pilavın tane tane ve beyaz olması için tencereye incecik bir dilim limon koyun.

173)PİLAVINIZI TEKRAR ISITIRKEN NE YAPMALI
Pilavınızı tekrar ısıtırken bir kabın içerisine su koyup bu kabın üzerine pilav tenceresi koyularak ısıtılırsa pilav taneli kalır, tazeliğini muhafaza eder.

174)PİŞEN SEBZELERİN RENGİNİ KAYBETMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
Pişirdiğiniz sebzelerin rengini kaybetmemesi için bir kesme şeker ya da limon suyu koyun.

175)PORTAKALLARIN DAHA FAZLA SU VERMESİ İÇİN
Sıkılmadan önce bir süre soğuk suda bekletilen portakallar daha fazla su verir

176)PÖRSÜMÜŞ YEŞİLLİKLERİ NASIL CANLANDIRIRIZ
Tazeliği gitmiş pörsümüş yeşillikleri canlandırmak için , 2 kaşık limon suyu karıştırılmış buzlu su dolu kabın içine koyun, 1 saat buzdolabında bekletin.

177)RAFADAN YUMURTALARIN ÇATLAMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Kabın içerisine fincan tabağı koyarsanız çatlamasını önlersiniz.

178)REÇELLERDE ŞEKERLENMEYİ ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALIYIZ
Reçel yapılacak meyveleri iyice yıkayıp kurulayınız. Karıştırırken mutlaka tahta kaşık
kullanmalısınız. Şekerlenmeyi önlemek için limon tuzu yerine limon suyu kullanın.
Kavanozlara koyduğunuzda iyice soğumadan ve üzerindeki hava kabarcıklarını kağıt havlu
ile almadan kavanozun ağzını kapatmayın. Reçellerinizi serin ve karanlık yerde saklayınız

179)SALÇALARIN BOZULMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız , üzerini düzleyerek biraz zeytinyağı
ilave ederek uzun süre saklayabilirsiniz.

180)SARMISAĞI KOLAYCA SOYMAK İÇİN NE YAPMALI
Sarmısağı kolay soymak için kabuklarıyla birlikte 15-20 dakika sıcak suda beklettikten sonra soyun. sarımsakların kolayca soyulduğu görülecektir.

181)SARMISAĞIN DAHA ÇABUK EZİLMESİ İÇİN NE YAPMALI
Sarımsakların daha çabuk ezilmesi için cam bir kavanozda ve buzdolabında saklamanız
yeterli olacaktır.



182)SARMISAKLARINIZI SOYDUKTAN SONRA SAKLAMAK İSTİYORSANIZ
Sarımsaklarınızın her zaman elinizin altında bulunmasını istiyorsanız kabuklarını
soyduktan sonra bir kavanoza doldurup üzerine zeytinyağı koyarak muhafaza edebilirsiniz.
Ayrıca bu yağ yemeğinize salatalarınıza ayrı bir lezzet katacaktır.

183)SATIN ALDIĞINIZ KAHVENİN TAZE KALMASI İÇİN NE YAPMALI
Satın aldığınız kahvenin taze kalmasını istiyorsanız, cam kavanoza boşaltıp, içine 2 adet kesme şeker atın. Ağzını sıkıca kapatın. Kahvenizin taze kaldığını göreceksiniz.

184)SEBZE VE MEYVELERİ NASIL KORURUZ
Sebze ve meyveleri bekletmeden tüketmek doğrusudur, fakat beklemesi gerekiyorsa yıkayıp iyice kuruladıktan sonra naylon torbalara alıp buzdolabının sebze bölümünde 1 ile 4 hafta arasında saklayabilirsiniz.
Elma , Armut ,Portakal,Limon ,Patates, Soğan uzun süre saklanabilen sebze ve meyvelerdir, bunlar ısının fazla olmadığı bölümlerde saklanmalı . Patates aydınlık yerde bekletilirse çimlenmeye başlar, çok uzun süren çimlenmeler zehirlenmeye dahi yol açabilir, onun için patatesleri hava alan , fakat ışık görmeyen yerlerde muhafaza etmek doğru olacaktır.

185)SEBZELERİN DAHA ETKİLİ TEMİZLENMESİ İÇİN NE YAPMALI
Sebzeleri tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin , tuzlu su sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.

186)SOĞAN KOKUSUNUN ELİNİZE SİNMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN
Soğan soymaya başlamadan önce parmaklarınızı sirkeye batırırsanız , soğan kokusunun
elinize sinmediğini göreceksiniz.

187)SOĞAN SOYARKEN GÖZLERİN YAŞARMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Soğanı içi su dolu bir kabın içerisinde soyarsanız gözleriniz yaşarmaz.

188)SOĞANIN KARARMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Soğanların üzerine biraz un serpilirse kavururken kararmaz.

189)SOSİSLERİN PATLAMASINI ÖNLEMEK İÇİN
Sosislerin patlamasını önlemek için fırın ya da ızgaraya koymadan önce soguk süte batırmanız yeterli olacaktır.

190)SOYULMUŞ PATATESLER KARARMADAN NASIL SAKLANIR
Saklanacak kabın içerisine su , bir tutam tuz koyun. Buzdolabında saklayın gerektiğinde suyla yıkayıp kullanın.

191)SÜTÜN BOZULMASINI NASIL ÖNLERİZ
Süte biraz karbonat atarsanız hem çabuk bozulmaz hem de kolay hazmedilir.

192)SÜTÜN KAYNARKEN DİBE YAPIŞMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Sütü ocağa koymadan tencere soğuk suyla çalkalanırsa süt kaynarken dibine yapışmaz.

193)TAVUĞUN TEKRAR ISITILMASI HALİNDE LEZZETİNİ KAYBETMEMESİ
İÇİN NE YAPMALI
Kızarttığınız tavuğu tekrar ısıttığınızda lezzetini kaybetmesini istemiyorsanız tavuk
parçalarını bir süzgece koyun. Tencerenin içerisinde su kaynatın ve süzgeci üzerine oturtun.
Buharda ısıtılan tavuk lezzetinden hiçbir şey kaybetmeyecektir.

194)TAVUK ETİNİN DAHA YUMUŞAK VE GÜZEL KOKULU OLMASI İÇİN
Tavuk etinin daha yumuşak ve güzel kokulu olması için pişirmeden önce tavuğu yarım
limon ile iyice ovalayın ve sonra tavuğun üzerine ve içine rendelenmiş limon kabuğu
koyunuz.

195) TAZE BALIK NASIL ANLAŞILIR
Gözleri saydam, parlak ve dışa bombelidir. Eti diri ve serttir. Üzerine parmakla bastırdığınızda çukur kalmaz. Pulları düz sıkıca , derisine yapışık ve parlaktır. Solungaçları parlak ve kırmızı renktedir. Kuyruğu gevşekçe sallanmaz. Suya bırakıldığında dibe çöker.

196)TEREYAĞINI KIZARTIRKEN
Tereyağını kızartırken içine bir damla zeytinyağı eklerseniz tereyağının yanmasını önlemiş olursunuz.

197)UNLARIN BÖCEKLENMEMESİ İÇİN NE YAPMALI
Un kavanozunun içerisine bir adet defne yaprağı koyunuz.

198)YEMEĞİN FAZLA YAĞINI ALMAK İÇİN NE YAPMALI
Yemeğin fazla yağını almak için üzerine 2 dilim bayat ekmek yerleştirin. Tencerenin kapağını kapatıp bir süre bekletin.

199)YEMEĞİN TUZUNU FAZLA KAÇIRIRSANIZ NE YAPMALI
Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırırsanız tencereye birkaç parça çiğ patates atın, fazla tuzu
çekecektir.

200)YEŞİL SALATA MALZEMELERİNİ NASIL DOĞRAMALIYIZ
Yeşil salata malzemelerini elinizle koparırsanız vitaminlerini öldürmemiş olursunuz.

201)YOĞURDU NASIL SULANDIRABİLİRİZ.
Yoğurdu sulandırmak için tahta kaşıkla üstten almak gerekir.

202)YUMURTALARI KOLAYCA NASIL SOYARIZ
Yumurtaları kolayca soymak için , kaynar sudan çıkarıldıktan hemen sonra soğuk suya
tutulup biraz bekletilir .

203)YUMUŞAMAYAN FASULYALARA NE YAPMALI
Uzun süre pişirildiği halde yumuşamayan fasulyanın içine yarım kahve kaşığı karbonat koyun.

204)ÇİÇEK BAKIMI NASIL YAPILIR
Evde yetiştirdiğiniz çiçeklerin sağlıklı görünümü sizin elinizde .Yaprakları kaplayan tozlar çiçek sağlığının düşmanıdır. Çünkü toz bitkinin akciğerleri sayılan yaprakların oksijen almasını engeller güneş ve ışıktan da yararlanmasını önler. Bu nedenle sık sık nemli bir bezle yaprakların tozunu alın. Geniş yaprakların parlak görünmesi için , temiz bir bezi biraya batırıp iyice sıkın ve yaprakları silin.



205)BAHÇEDEKİ GÜLÜ NASIL KORURUZ
Mart ayının ilk günlerinde bahçenizdeki gülün kökünün yanına yaklaşık 5 cm. derinliğinde bir diş sarımsak gömerseniz gülü yaz boyunca zararlı böceklerden korursunuz.

206)BOYA FIRÇALARI SERTLEŞMİŞSE NE YAPMALI
Kaynamış sirkeli suda bekletin yumuşadığını göreceksiniz.

207)BOYA KOKUSUNDAN RAHATSIZ OLURSANIZ NE YAPMALI
Taze boya kokusunu yok etmek için 2 çareden faydalanmak gerekir.
Boya kutusuna litre başına 2 çorba kaşığı vanilya karıştırın, veya boyadığınız odaya , içinde kesik bir soğan bulunan soğuk su dolu bir kap yerleştirin. Ekmek içiyle doldurulmuş bir tabakta aynı işi görecektir.

208)BOYA KOKUSUNU NASIL ÖNLERİZ
2 Büyük baş soğanı soyup ikiye bölün suyun içine atın bunuda kokulu odaya koyun.

209)ARI SİNEK SOKMALARINA KARŞI NE YAPMALI
Arı, Sinek sokmalarına karşı ; Kesme şekeri hafifçe ıslatın , sokulan kısmın üzerine hafifçe bastırın zehiri alır ve kaşınmayı şişmeyi önler.

210)BUZDOLABINIZ ARIZALANIRSA NE YAPMALI
Buzdolabınız bozuldu ya da artık boş yer yok. Temiz bir kovayı musluk suyu ile doldurun. İçine bir çorba kaşığı sofra tuzu atın. Şişeleri daldırın. Yeterince soguyacaktır.

211)CAM TENCEREDE KAPAĞIN BUHARLAŞMAMASI İÇİN
Yemek pişirirken cam tencerede kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyi limon kabuğu ile
silinir.

212)CAMLARDAKİ BUĞU NASIL GİDERİLİR
Evlerin içi ısıtılınca pencere camları terler , su aşağı doğru süzülerek camları kirletir, buna mani olmak için bir bezi az gliserine batırarak camlara sürdüğümüzde sorun ortadan kalkacaktır.

213)ÇİÇEKLERİN DAHA UZUN ÖMÜRLÜ OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Satın aldığınız çiçeklerin vazoda daha uzun süre dayanmasını ve güzelliğini korumasını istiyorsanız suyuna birkaç damla çamaşır suyu koyunuz, daha uzun ömürlü olacaktır.



214)DİRSEK VE TOPUKLARINIZIN SERTLEŞMESİNİ İSTEMİYORSANIZ
Bir dilim limon ile ovun, böylece yumuşacık olacaklardır.

215)DUVARA ÇİVİ ÇAKARKEN NE YAPMALI
Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. Çiviyi
öyle çakın. Böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.

216)EMAYE KAP, TENCERE VE KEPÇE GİBİ MUTFAK ALETLERİNİN EMAYESİNİN DÖKÜLMESİ NASIL ÖNLENİR
Emaye mutfak aletlerinin emaye kısımlarının çatlayıp dökülmesi , siyah lekelerin oluşması çirkin bir görüntüdür. Bu durumu önlemek için yeni alınan emaye mutfak aletini önce soğuk su dolu bir derin tencere içerisine yerleştirerek ateşe koymalı ve fokur fokur kaynatmalıdır, soğumaya bırakıldıktan sonra kurulayıp kaldırmalıdır.

217)EN İYİ YEMEK HANGİ TENCEREDE PİŞER
En iyi yemek dibi kalın ve düz tencerede pişer.

218)FERMUAR SIKIŞIRSA NE YAPMALI
Fermuar sıkışırsa kurşun kalemle fermuar dişlerinin üzerini karalayın.

219)GÜLLERİNİZ BOYNUNU BÜKERSE NE YAPMALI
İlk önce sıcak suya sonra soğuk suya batırın.

220)KAPI VE ÇEKMECELERİNİZ SÜRTÜYORSA NE YAPMAK GEREKİR
Sürten kapı ve çekmecelere vazelin sürmek gerekir.

221)KARINCALARI YOK ETMEK İÇİN NE YAPMALI
Kahve telvesi kullanmanız iyi sonuç verecektir.

222)MANTAR KAPAKLI ŞİŞELER NASIL SAKLANIR
Mantar kapaklı şişeler yatık vaziyette saklanır.

223)MENEKŞELERİN DAHA SAĞLIKLI VE GÜZEL OLMASI İÇİN NE YAPMALI
Evinizdeki menekşelerin daha çok çiçek vermesini istiyorsanız , toprağına yumurta kabukları karıştırın, böylece menekşeleriniz daha sağlıklı ve daha güzel çiçek açacaktır.

224)POLYESTER VE SENTETİK TÜLLER NASIL ASILMALI
Polyester ve sentetik tüllerinizi makinadan çıkardıktan sonra nemli nemli asın, kırışık yerler
kendiliğinden düzelecektir.

225)SAKSINIZDAKİ KURT BÖCEĞİ NASIL YOK EDİLİR.
Sigara küllerini saksınıza koyarsanız yapraklardaki kurt böcek vs. yok olur.

226)SARARAN TEFLON TAVA VE TENCERELER
Sararan teflon tava ve tencerelerin içerisine bir miktar su ve birazda çamaşır suyu
koyduktan sonra ateşin üzerinde kaynatın. İndirince de önce sıcak suyla daha sonra soğuk
suyla iyice durulayın.

227)SİGARA DUMANINI YOK ETMEK İÇİN
Sigara dumanını yok etmek için mum yakın.

228)ŞARAP ŞİŞELERİNİN MANTARINI TEKRAR TAKMAK İÇİN NE YAPILIR
Mantarı kaynar suyun içerisine atın, tekrar takmak çok kolay olacaktır.

229)TOPRAK ÇÖMLEK VE TENCERELERİ YENİ ALINCA NE YAPMALIYIZ
Toprak çömlek ve tencereler yeni alındıklarında küçük çatlaklar nedeniyle kırılma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Bunun için kullanmadan önce ¾ ünü sirkeli sıcak suyla doldurun ve 24 saat bekletin ve soğuk suyla yıkayın.

230)TUZLUKTAKİ TUZUN NEMLENİP, TOPAKLANMAMASI İÇİN NE YAPMALI
Tuzluğun içerisine birkaç adet pirinç tanesi atın, pirinç tuzun nemini alır.

231)ESKİ DUVAR KAĞITLARINI NASIL ÇIKARIRIZ
Duvar kağıtlarınızı yenilemek istediğinizde eski kağıtları çıkarmak her zaman sorun olur. Ilık su dolu bir kaba bir miktar bulaşık deterjanı dökün ve karışıma batırdığınız süngerle duvar kağıtlarını silin, kolayca çıkacaklardır.

232)SARARMAYA BAŞLAYAN BEYAZ GİYSİLERE NE YAPMALI
Sararmaya başlayan beyaz giysilere bir kaşık oksijenli su kattığınız 1 litre ılık suda 1 saat bekletin.
alıntıdır