9 Şubat 2010 Salı

COCUK VE KORKULAR

COCUK VE KORKULAR

Anne ve baba cocuklarini en mutlu olacaklari sekilde yetistirmek;
onlari her turlu sIkintidan, uzuntuden, endiseden ve korkudan uzak
tutmak isterler. Buna ragmen, cocuklarimiz olumsuz dedigimiz bu gibi
duygulari yasarlar. Aileleri en cok rahatsiz eden, caresiz birakan,
cocuklarinin hissettikleri korkulardir. Bu korkular okul korkusu,
hayvan korkusu, tek basina yatamama, yabanci korkusu (anneden
ayrilamama) olarak yasanabilir. Cocuklar, ya yas donemi nedeniyle, ya
dogustan, ya da aile ici iletisimlerinden ve ailenin cocuga verdigi
egitimden dogan korkular yasarlar.

Korku, insanin yasarken edindigi tecrubeler sonucunda olusur. Aslinda
kisi hayatta kalmak icin, tehlikeler karsisinda korkudan olumlu olarak
yaralanir. Cocuklar korkulari yasadikca, korkuyla mucadele ve onunla
basa cikma becerilerini gelistirirler. Korku kelimesi Latince
"angustus" (dar) kelimesinden turemistir. Buna bagli olarak, cocuklar
yasamlari boyunca onlari bogan, daraltan, asiri korumaci yetistirme
tarzina maruz kaldiklarinda, bu hissi duymaya baslarlar. Arti olarak,
umursamazlik, duygusal bosluk ta benzer bir duygu yaratabilir. Korku,
cocugun normal sekilde yasamasina izin vermeyecek kadar arttiginda,
kisiyi koruyucu fonksiyonun kaybeder. Bir sekilde panige, fobiye
donusur. Boylece, cocugun gelisimi yavaslar, zayif duser, caresizlik
ve teslimiyet duygulari yasar.

Fobi, bekletilmis, ya da ertelenmis bir korku cesididir. Cocuklarda en
cok rastlanilan fobilerden bir tanesi de okul fobisidir. Okul
dusuncesi bile cocukta karin agrisina, bas agrisina, bulantiya,
kusmaya, yeme ve uyku bozukluklarina neden olabilir. Cocuk, okula
gitmek yerine evde kaldiginda bu belirtiler buyuk bir ihtimalle
kaybolacaktir. Bu durum, okulda yasanan tatsiz olaylara bagli
olabilecegi gibi, rastlanilan en buyuk nedeni cocugun anneye (ya da
birebir bakan kisiye) olan bagimliligindan kaynaklanir; yani ailenin
cocugu yetistirme tarzindan, ona verdigi egitimden.

Cocuklarin korku hissetmemelerini saglamak, en az korkutarak baski
altinda tutmak ve soz dinlemesini saglamaya calismak kadar zararlidir.
Cunku, cocugun yeterlilik duygusu hissetmesini engeller. Korkulariyla
basa cikma becerisini kazanmak, cocuklarin ozguvenlerinin ve
kisiliklerinin gelismesi acisindan cok onemlidir. Bu asamada, cocuklar
anne ve babalarinin destegine ihtiyac duyarlar.

Anne ve baba, oncelikle cocuklarinin hissettigi bu korkuyu kabul
etmeli ve ciddiye almalidir. "Korkacak bir sey yok. Sen buyudun. Bebek
gibi davraniyorsun" gibi sozler, cocugun korkusunu gidermedigi gibi
cocugun anne ve babasina olan guvenini yitirmesine neden olur. Cocuk
zamanla anne ve babasiyla olan iletisimini kesmeye baslar. Her ne
kadar anne ve babanin amaci cocugu korkularindan uzaklastirmak olsa da
cocuk bu duygusuna daha cok sarilir ve bu korkusunu baska durumlara da
yansitmaya baslar. Yani, cocugun korku duydugu zamanla artar,
derinlesir, ve koklenir. Panik haline doner ve bir aliskanlik olur.
Yapilabilecek sey, oncelikle bizim korktugumuz bir durum karsisinda
bize ne yapilmasini istedigimizi bulmaktir. Yani cocugumuzla empati
kurmak. Bir dakika durun ve dusunun: korktugumuzda diger insanlar bize
nasil davranirlarsa, kendimizi guvende hissederiz?

Onlarin korkularini paylasmaliyiz. Hedefimizi bolmeli ve kucuk
adimlarla ilerlemeliyiz. Her adimda cocugu cesaretlendirmeliyiz.
Korkusuyla ilgili cok alakasiz konularda, rastladigimiz ve
kullanabilecegimiz her durumda onun kendine olan guvenini arttiracak
sekilde, onu ovmeliyiz: " masayi kurmama yardim ettigin icin sagol" ya
da "sana bir konuda ihtiyacim var. Bakar misin" ya da "sana bir sey
danismak istiyorum" gibi cumleler kullanarak ona deger verdigimizi,
onu ne kadar cok sevdigimizi, kizdigimiz zaman bile onu sevdigimizi ve
koruyacagimizi soylemeliyiz. "Su anda sana cok kiziyorum ama seni
sevmeye devam ediyorum".

Ayni zamanda, aileler cocuklarini baska konularda korkutmaktan uzak
durmalilar. Kimi zaman doktorla, kimi zaman polisle, hatta ogretmenle
bile farkinda olmadan cocuklar korkutulabiliyor. Bu yuzden cocuklar
okuldan, doktorlardan, yabanci insanlardan korkuyorlar. Cocuk sokakta
el tutsun, yaramazlik yapmasin diye "anneler, aile buyukleri onlari
"yabancilar seni kacirir" diye uyarabiliyorlar. Daha sonra cocuklar
televizyondan bu tur haberleri de goruyorlar. Bu tarz uyarmalar
arttikca cocugun diger insanlara olan korkusu artabiliyor ve gittigi
hic bir yerde annesinden ayrilmak istemiyor. Annesinin eteginin altina
saklaniyor. Okula/yuvaya gitmek istemiyor ve bir sekilde anneye
bagimli hale geliyor. Halbuki, bir cogumuz cocugumuzun ileride
yeterlilik duygusuna sahip, sorumluluklarini bilen, ayaklari yere
basan yani kendi kendine yetebilen kisiler olmasini ister. Bunun
calismasina cocuk kucukten itibaren baslamak lazim, hatta cocugun
dogumundan itibaren. Cunku hic bir zaman cocuk okula basladiginda, ya
da universiteyi bitirdiginde ona sihirli bir degnek degmeyecek.
Cocugumuzun sihirli degnegi biziz. Yalniz, bizim sihrimiz biraz uzun
vadeli. Seneler sonucunda gorebiliyoruz yaptigimiz sihrin sonuclarini.

Onlara her seyi biz ogretiyoruz; mutlu olmasini, sevmesini,
yasamasini. Bunun icin oncelikle kendimizin bunlari gerceklestirmesi
gerekiyor. Oncelikle biz korkularimizla basa cikabilmeliyiz.
Kendimizin gerceklestiremedigi bir seyi cocuklarimiza ogretmemiz
imkansizdir.


Hepiniz sevgiyle kalin.

Kaynak: Arzu Yesilleten
Uz. PsIkolojik Danisman
Kaynak: Cocuklarin Korkulari Vardir
Jean – Uwe Rodge

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder