6 Şubat 2010 Cumartesi

Hayır !" dan Anlayan, Özgür Çocuklar Yetiştirmek

Hayır !" dan Anlayan, Özgür Çocuklar Yetiştirmek
Çocukların gelişimlerini sağlıklı bir biçimde yapabilmeleri için özgürlüğe ihtiyaçları vardır. Bu özgürlük onların dünyayı keşfetmelerine, kendilerini denemelerine, yeteneklerini geliştirmelerine izin verecek bir özgürlük olmalıdır. Yeterli oyun alanı, yeterli oyuncak, yeterli hareket alanı ve tüm bunları yapabilecek kadar zaman; bu özgürlüğün içerisinde yer alan ve çocuğun ihtiyacı olanlardır.

Özgürlük sinirsizlik değildir. Dünyanın hiç bir yerinde insanlar sinirsiz özgürlüğe sahip değildirler. Çocuklar da ayni şekilde asılmaması gereken sinirin nerede olduğunu bilmelidirler.

Sınırları kabule etmeyi , kurallara uymayı öğrenemeyen bir çocuk ona sunulan sonsuz özgürlüğün gerçekçi bir özgürlük olmadığını er geç anlayacaktır. Ailede sınırları öğrenememiş bir çocuk dış dünyayla karşılaştığında (parkta, okulda vb.) hayal kırıklığına uğrayacak ve nasıl davranması gerektiğini bilemeyecektir.

Kurallar, sınırlar çocuklara ne verir:

? Kurallara uymayı öğrenen bir çocuk kendisini tehlikelerden korumayı bilir. Örneğin; yanan ocağa yaklaşmama kuralını bilen bir çocuk yanma tehlikesiyle karşılaşmaz.

? Sınırları öğrenen ve kabul eden bir çocuk daha özgür olabilir. Örneğin; Bahçeden dışarıya çıkmama kuralını, caddeye koşmamama kuralını öğrenmiş bir çocuğa anne baba , bahçede yalnız oynamasına izin verebilir. Bu kuralı öğrenemeyen bir çocuk ise her zaman büyükleriyle bahçede oynamak zorunda, süreli gözetim altında olmak zorundadır.

? Kuralların neden ve ne için koyulduğunu bilen çocuklar bu kurallara uymada zorluk çekmezler. Örneğin "Her yemekten sonra dişlerimizi fırçalamalıyız , çünkü fırçalamazsak dişlerimiz çürür" diye öğrenen bir çocuk dişleri fırçalamayı annesi babası istiyor diye değil , kendi dişlerine bakmak için fırçalar. Bu da iç disiplindir.

? Kuralları, sınırları bilen bir çocuk daha huzurludur. Çocuklar sürekli nereye kadar gideceklerini, sınırların nerede olduğunu denerler ve bilmek isterler. Anne baba tarafından sınırlar nedenleriyle açıklanarak anlatılmamışsa çocuk sürekli sınırları zorlama çabası içinde olacaktır. Bu tür çocuklar hırçın olurlar. Örneğin ; Yolda giderken annesi bir çocuğa karşıdaki ağaca kadar önden koşabilirsin elimi tutmadan ama o ağacın orada beni bekleyeceksin. Sonra karşıya geçmeden önce elimi utman gerek" diye anlatırsa çocuk ağaca kadar koşup anneyi orada bekleyip sonrasında annesinin elini tutacağını öğrenir. Karşıya geçip trafiğin azaldığı yerde annesin ona yine izin vereceğini bildiğinden bu söylenilenlere uyar. Eğer ağacın yanında durup beklemezse, anne babasının yolun kalan kısmında ona yalnız koşmasına izin vermeyeceğini bilir) Bu kurallar çocuğa anlatılmadıysa çocuk anne babanın elini tutmak istemeyecek ve sürekli kaçmanın yolunu arayacaktır.

? Kurallara uymayı öğrenen çocukların kendi ayakları üstünde durmayı öğrenmeleri daha kolaydır. Örneğin; kurulu bir masadaki masa örtüsünü çekmemesi gerektiğini öğrenen bir çocuk masada oturup yemeğini kendi başına yiyebilir. Kuralları bilen ve uygulayan bir çocuğa güvenmek daha kolaydır. Kendisine ve çevresine zarar vermeyeceğini bilen anne baba çocuğun kendisini ve çevresini kesletmesine rahatlıkla izin verebilir.

? Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde kendi özgürlüğünün bittiğini bilen bir çocuk çevresiyle uyumlu ve barışık olur. Olumlu ilişkiler kurar. Parkta salıncağa istediği zaman, istediği kadar binemeyeceğini , parkta başka çocuklar da olduğunu ve onların da salıncakta sallanma hakları olduğunu bilen bir çocuk sırasını beklemeyi bilir. Diğer çocuklarla sürekli kavga halinde olmaz.

? Hem kendi hem başkasının sınırlarını öğrenen ve kabullenen bir çocuk sorunlarda ortak çözüm bulmaya hazırdır. Örneğin; "Parka gitmek istiyorum ama annem yorgun. Parka annem dinlendikten sonra gideceğiz" diye kabullenebilir. Bu şekilde hem annesi dinlenmiş olacak hem de çocuğun istediği olabilecektir.

? Kurallara uyulan ailelerde pozitif bir ortam vardır. Örneğin; yemek zamanı masada herkesle beraber oturup yemek yemesi gerektiğini ve yemeği bitinceye kadar masada oturması gerektiği kuralına uyulan evlerde yemek zamanında stresli saatler yasanmaz. Beraberce oturup yemek yenilen, gün içinde yaşanılanlar üzerine sohbet edilen aile bireyleri olumlu ilişkiler kurarlar. Bir çocuk bebeklikten itibaren yemek saatinde masadan kalkıp dolaşılmayacağını, oyun oynanmayacağını, gürültü yapılmayacağını öğrenmelidir.

? Kurallara uymayı öğrenen çocukların günleri düzenlidir. Oyun saati, yemek saati, uyku saati gibi zamanlar hep belli rutinler yapılır. Bu da çocuğa güven ve huzur verir. Örneğin; "Şimdi uyku saati, oyun saati değil ama uykudan sonra yine odamda oyuncaklarımla oynayabileceğim 'diye bilen çocuk öğle uykusuna yatarken huzurludur. Ne zaman ne yapılacağı belli olmayan, düzensizliğin, karışıklığın hakim olduğu evlerdeki çocuklar daha hırçındır. Sürekli ağlarlar, her şeye itiraz ederler. Bir sonraki aktivitenin ne olacağını bilmeyen çocuk huzursuzdur. İstediği ve ihtiyacı olan ilgiyi ailesinin ona vereceğinden emin olan, bir sonraki adimi tekrarlamalar sayesinde bilen çocuklar kendilerini güvende hissederler.

Çocuğa kuralların nedenlerini mutlaka anlatılmalıdır. Sınırların onun ve çevresindekilerin iyiliği için olduğunu bilen çocuklar koyulan kuralların büyükler tarafından verilen emirler olmadığını bilirler. Çocuğun "Kesin Hayırları bilmesi ona daha fazla hareket imkanı verir. Prizlere oyuncak sokmanın, prizlerle oynamanın yanlış olduğunu bilen çocuk sürekli kontrol altında tutulmadan odasında rahatlıkla oynayabilir.

Sürekli çocuğa "yapma, olmaz, hayır" demek çocuğa kuralları öğretmek değildir. Özellikle bizim toplumumuzda kuralın "Yasak" la ayni anlama geldiği sanılmaktadır. Kurallar çocuğu tehlikelerden korur. başkalarının haklarına saygıyı öğretir. Kuralların nedenleri net ve çocuk tarafından anlaşılacak şekildedir. Kurallar büyükler tarafından çocukların gelişimini kısıtlayan yasaklar değildir!

Çocukların Özgürlüğe ihtiyacı vardır çünkü;

? Çocukların özerkliklerini kanıtlayabilmek için önce dünyayı tanımaları gerekir. Kendi yapabileceklerini ve yapamayacaklarını bilmelidirler ki kendilerini keşfedebilsinler. Bunun içinde yeterli zamana, materyale, yere ihtiyaçları vardır. Örneğin bir bebek yemek boyunca kasığını 10 defa yere atabilmelidir ki kaşığı yere düştüğünde ne olduğunu anlayabilsin."kaşığım yer düşünce ne oluyor, nasıl ses çıkarıyor, sonra anne ne yapıyor" seklinde oluşan merakını ancak kasığı yere atıp deneyerek öğrenebilir

? Hiçbir televizyon programı ya da bilgisayar programi çocuğa çamurda oynamanın, tırmanmanın, koşmanın, suyla oynamanın verebileceklerini sunamaz. Sağlıklı bir algılama için çocukların duyu organlarıyla denemeler yapacaklar, yaratıcılıklarını kullanacakları olanaklara ihtiyaçları vardır. Üstü başı kirlenecek, mikrop kapacak diye kumda, çamurda oynamayan, terleyecek diye koşmasına zıplamasına izin verilmeyen, hasta olacak diye uygun kıyafetlerle yağmurda, soğuk havada dışarıya çıkarılmayan bir çocuk ne motorik gelişimini sağlıklı bir şekilde yapabilir, ne duyu organlarıyla dünyayı keşfetmesine izin verildiği için zeka gelişimini sağlıklı bir şekilde yapabilir. Hiç bir cd hiçbir kitap çocuğa doğanın verebileceğini veremez. Bir ağacı sadece kitaptaki resmiyle değil yanına yaklaşıp dokunarak, koklayarak tanımalıdır çocuk

? Çocuklara yaratıcılığını geliştirmek için , bir düğmeye basınca çalışan oyuncaklar değil, kendi kendisine oyun kurmasını sağlayacak materyaller sunmalıyız. Hayal dünyasını geliştirecek, fikirlerini gerçekleştirecek çocuk odaları yapmalıyız. Örneğin; çeşitli büyüklüklerdeki bezler, battaniyeler, boş kutular, torbalar bir çocuğun her zaman odasında sahip olabileceği materyallerdir. Sadece plastik oyuncaklarla oynamak yerine sokaktan topladığı taslarlar, yapraklarla, sopalarla oyun kurmasına izin verilmelidir. Odası kirlenecek, ev dağılacak endişesiyle yasaklar getirmek çocuğun geliğimi için ihtiyacı olan özgürlüğü elinden almaktır.

Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere bir çocuğun özgürlününü kısıtlayan , kurallar değil anne babanın kendi rahatlıkları için çocuklarına koydukları yasaklardır. Sınırları bilen bir çocuk özgürce gelişimini tamamlayabilir. Ne zaman nerede ne şekilde davranmasını bilen çocuklar kendilerine güveni olan çocuklardır. Sürekli büyükler tarafından kontrol altında tutulmaya ihtiyaçları olmadığından kendi ayakları üstünde durdukları için kendilerine güvenleri vardır. Dış disiplin çocuğu engeller. Sürekli başkaları tarafından ne yapacağı söylenen, hareketleri kısıtlanan, dış disiplinle büyüyen çocukların özgüven eksilikliği olur. Gerekli kurallara uymayı bilen, hayırdan anlayan, kendisine ve çevresine saygısı olan, iç disiplinle büyüyen çocuklar sağlam karakterli, çevreleriyle uyumlu, basarili çocuklar olurlar.
ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder